Gönderen Konu: Annenizden Miras Kalan Hastalıklar!  (Okunma sayısı 1249 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Annenizden Miras Kalan Hastalıklar!
« : Mart 26, 2009, 12:10:20 ÖS »

Annenizden Miras Kalan Hastalıklar!

Bebeklikten itibaren edindiğimiz birçok alışkanlıkta annenizin imzası var. Peki ya genetik olarak ona ne kadar benziyorsunuz? Bu konuda yine en iyi kaynağınız anneniz.. Fiziksel görünüşünüz kadar sağlık sorunlarını da ondan almış olabilirsiniz. İşte annenize sağlığıyla ilgili mutlaka sormanız gereken sorular!

Üniversiteye giderken ya da o yaşlarda şimdikinden daha uzun muydun?
Anneniz üniversite yıllarına göre birkaç santim kısaldıysa, bu osteoporoz işareti veya da düşük kemik yoğunluğu yani osteopenia olabilir. Dahası onda osteoporoz varsa, bu seninilerde yüzde 50 ihtimal geliştirebileceğin anlamına gelir. Diğer taraftan anneniz 35 yaşındaki genç bir insanın vücuduna sahipse o zaman ilerde aksak aksak yürüyen kamburu çıkmış veya kalça problemleri olan biri olmayacaksınız. Risk taşıyorsanız düşük yağlı süt ürünlerinden günde en az 1.000 miligram kalsiyum ve çeşitli yerlerden D Vitamini almalısın. D Vitamini vücutta kalsiyum emilimine yardımcı oluyor. Ayrıca, spor salonuna gittiğinde koşu bandının yanı sıra ağırlık da çalışabilirsin. Kemikler güç kullanımına tepki verir. Böyle bir çalışma omuzları, omurgayı ve bileklere yararlıdır.

Zor bir hamilelik mi geçirdin?
Hamileliğiniz tamamen annenizin ki gibi olmayabilir. Ancak dar kalça veya kalça kemiği müsait olmadığı için sezaryen olmuşsa bu doğumu zorlaştırabilir. Bunun dışında kanın pıhtılaşması sorunları, gebelik diyabeti veya preeklampsi (yüksek kan basıncı ve idrarda yüksek protein değerleri) gibi bir mirasın olabilir. Annende en fazla sabah kusmaları olmuş olsa bile sorup öğrenmeniz hazırlıklı olmanızı sağlayabilir. Risklerden biri annenizde varsa doktorunuzla bunu mutlaka paylaşın.



Göz testin nasıldı?
Anneniniz gözlük kullanıyor olabilir ancak hiç glakom (optik sinirlerde hasar) veya makula dejeneresansı (retinanın incelmesi) teşhisi konulmuş mu? Her iki durum da belirtiler başlamadan önce oluşur ve genellikle de ciddidir. Eğer annenizde (veya babanızda) bu durumlardan biri varsa, 20/20 görüyor olsan da, göz testlerine başlamalısınız.

Hiç depresyona girdin mi?
Annenizin klinik depresyonu veya bunalımı varsa bu seni kara günlere iki-üç kat daha eğilimli yapar. Sorunlarla başa çıkmayı ebeveynlerimizden öğreniriz. Engellerle başa çıkma tekniklerini bilen bir anne bunu kendi kızına da transfer eder. Mutluymuş taklidi yapmayın. Arkadaşlarınıza veya ailenize kendini açmak ruh haline iyi gelir. Eğer iki haftadan uzun bir süre kendini hüzünlü, sıkıntılı, endişeli ve stresli hissedersen doktorundan tavsiye edebileceği bir davranış (cognitive-behavioral) terapistinin ismini rica edebilirsin.

Cildine nasıl bakıyorsun?
Anneniz Demi Moore'la karşılaştırılabilir mi? Onun cildine nasıl baktığını araştırın. SPF-45 onun için bir alışkanlık mı? Peki ya günlük nemlendirici? Onu bu konuda takip edin. Eğer cilt sarkıklığı fazlaysa, "O zaman retinoid kremi için (Retin-A gibi) bir reçete isteyebilirsiniz. Böylece kırışıklıkları azaltıp, deri hücrelerinin kanser oluşturmasının önüne geçebilirsiniz. Ailenizde birinde deri kanseri vakası varsa, tenin koyu renk olsa bile yine de güneş kremini hiçbir zaman yanından ayırmayın. Ayrıca, göz doktoruna da "Gözlerimde herhangi bir pigment değişimi var mı?" diye sormalısınız. Çünkü bu da deri kanserinin bir belirtisi olabilir.


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..