Gönderen Konu: TARİH BOYUNCA TAKILARIN ANLAMI  (Okunma sayısı 1279 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
TARİH BOYUNCA TAKILARIN ANLAMI
« : Ocak 18, 2008, 10:54:37 ÖS »

TARİH BOYUNCA TAKILARIN ANLAMI  


Binlerce yıldır genellikle kadınlar tarafından daha zarif görünmek amacıyla kullanılan takılar, kişinin bulunduğu sosyal statüsünü ve kimliğini temsil etmesinin yanı sıra değişik işlevleri bulunmaktaydı. Genellikle kadınların kıyafetlerini tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılan küpe, hızma, halhal, yüzük gibi takılar, geçmiş dönemlerde krallar, firavun ve halktan erkekler tarafından da yaygın olarak kullanılmaktaydı.

 

İlk takılar, fildişi, taş, deniz kabuklarından, maden işlemeciliğinin başlamasından sonra da madenlerden yapılmıştır. Çok tanrılı dönemlerde yaratıcının yeryüzündeki temsilcileri olarak kabul edilen kral ve rahipler, sahip oldukları güçleri bedenlerinde de göstermek isteyince taş ve madenlerden yapılmış takılar kullanmaya başlanmışlardır. Kralların taktığı değerli takılar ayrıca devletin gücünü simgeleyen unsurlar anlamına gelmekteydi.


Yaygın olarak Arap ve Anadolu kültürlerinde kullanılan ve burna takılan hızma, kadının evli veya nişanlı olduğunun sembolü olarak kullanılmıştır. Anadolu'da bağda, bahçede tarlada çalışan kadınlar küçük çocuklarının ayağına taktığı halhaldan çıkan ses sayesinde çocuğunun nerede olduğunu bulmanın yanında çıkardığı ses sayesinde akrep gibi zehirli hayvanların yaklaşmasını engellemek amacıyla kullanılmaktaydı.

Eski bir kadın takısı olan tepelik ise Anadolu'da erkekler tarafından kadınlarına doğumlarda takılan bir takı  olarak kullanılmıştır. Kadın, erkek çocuk doğurduğunda altın, kız doğurduğunda ise gümüş tepelik takılırdı.

Afrika'da ise erkekler, burunlarına taktığı çubuk ve küçük hızmalarla daha sert ve kızgın hale gelmeye çalışırken, doğayla savaşında daha güçlü hale geldiği düşünülmekteydi.
Afrika'da kadınlar hem inançları hem de kendini güzelleştirdiğine inandıklarından boyunlarına halkalar takmışlardır. Bu halkalar yaş ilerledikçe artıyor, ancak artan halkalar zamanla çene ve boyun arasında uzama meydana getirdiği için bu kadına çevresinde  hem hayranlık hem sevgi duygularının uyandırmasına neden olmaktaydı. Bu hayranlık, çekilen acının tek tesellisi olurken, günün birinde kadın bu halkaları çıkarınca asıl trajedi o an başlamaktaydı. Çünkü yıllarca halkalara alışan boyun kemikleri kafanın ağırlığını taşıyamayarak kırılmakta ve kadının ölümüne sebep olmaktaydı.

KÖLELERİN ALTIN KÜPE TAKMASI

Takılar sadece kadınlar tarafından kullanılmayıp geçmiş yüzyıllarda erkekler tarafından da yaygın olarak kullanılmaktaydı. Takı kişinin aslında bulunduğu sosyal statüyü, kişiliğini, inançlarını belirten bir sembol idi. Para kazanmak için değil yaşamak için çalışan köleler muhakkak kulaklarına bir altın küpe takarlardı. Köle öldüğü zaman  defin masrafları bu küpe bozdurularak sağlanırdı. Geçmişten günümüze kadar çocukları hastalıklardan korunsun diye değişik renklerde boncuklar kullanmıştır. Günümüzde takılar biraz daha süs eşyası konumuna gelse de kişilerin kimliğini ortaya çıkaran unsurlar olma özelliğini korumaktadır. Günümüzde takıların genelde kadınlar tarafından kullanılmasının nedeni, kadının geçmiş yüzyıllarda baskı altında tutulması ve kendini ifade etmek için unsur arayışı içine girmesinin sonucunda takıyı tercih etmektedir.
 


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..