Gönderen Konu: CENNETKATLARI  (Okunma sayısı 1850 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı velasr

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 8
  • Rep Gücü : 9
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
CENNETKATLARI
« : Mayıs 10, 2009, 11:05:14 ÖÖ »

   CENNET   KATLARI

Hesaplar görüldükten sonra gerek azap çekmek için gerek neden kurtulduğunu görüp şükretmeleri için  herkes Cehenneme gidecek
19 / MERYEM - 71 Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdıyyâ(makdıyyen).
Ve sizden biriniz (bile hariç olmamak üzere hepiniz), illâ (muhakkak) ona (cehenneme) varacaksınız. (Bu), senin Rabbinin üzerine (aldığı) kesinleşmiş bir hükümdür.
Takva sahipleri cehennem katlarını görüp hamd ve Şükürlerle Cennete geçecekler
19 / MERYEM - 72 Summe nuneccîllezînettekav ve nezeruz zâlimîne fîhâ cisiyyâ(cisiyyen).
Sonra takva sahiplerini kurtaracağız. Ve zalimleri, diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.
39 / ZUMER - 61     Ve yuneccîllâhullezînettekav bi mefâzetihim lâ yemessuhumus sûu ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Ve Allah, takva sahiplerini, feyz sahibi olmaları (kendilerine sekînet nuru ulaşması) sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük (azap) dokunmaz. Ve onlar mahzun da olmazlar.
26 / ŞUARA – 90  Ve uzlifetil cennetu lil muttekîn(muttekîne).
Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırıldı.
50 / KAF – 31  Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.
7 / A'RAF - 43 :Ve neza'nâ mâ fî sudûrihim min gıllin tecrî min tahtihimul enhâr(enhâru), ve kâlûl hamdu lillâhillezî hedânâ li hâzâ ve mâ kunnâ li nehtediye levlâ en hedânallâh(hedânallâhu), lekad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), ve nûdû en tilkumul cennetu ûristumûhâ bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne).
Onların göğüslerinde, (nefsin kalbindeki) afetlerinden ne varsa çekip aldık. Onların altlarından nehirler akar. “Bizi buna hidayet eden Allah'a hamdolsun. Allah'ın, bizi hidayete erdirmesi olmasaydı, biz hidayete ermezdik. Andolsun ki Rabbimizin resûlleri hak ile gelmiştir.” dediler. “Yapmış olduklarınızdan dolayı varis kılındığınız cennet işte budur.” diye nida olunurlar.
3 / AL-İ İMRAN - 133Ve sâriû ilâ magfiretin min rabbikum ve cennetin arduhâs semâvâtu vel ardu, uiddet lil muttekîn(muttekîne).
Rabbinizden mağfirete ve arzı (yerleri) göklerle yer kadar olan cennete koşuşun ki; (o cennet), takva sahipleri için hazırlanmıştır.


83/MUTAFFİFİN-18: Kellâ inne kitâbel ebrâri lefî illiyyîn(illiyyîne).
Dikkat edin, muhakkak ki ebrar’ın (hidayetlere erenlerin), kitapları illiyyindedir. (Göğün 7. katındaki Kader Hücreleri’ndedir).



1- CENNETIN ÂLIYEH
69 / HAKKA – 19:Fe emmâ men ûtiye kitâbehu bi yemînihî fe yekûlu hâumukreû kitâbiyeh.
O zaman kitabı (hayat filmi) sağından verilen kimse ise o zaman: “Alınız, kitabımı okuyun.” der.
69 / HAKKA – 20:İnnî zanentu enniy mülâkın hısâbiyeh.
Muhakkak ki ben, hesabıma mülâki olacağımı (hesabımla karşılaşacağımı) biliyordum.
69 / HAKKA – 21:Fe huve fî îşetin râdıyeh(râdıyetin).
İşte o razı olduğu bir yaşayış içindedir.
69/HAKKA-22: Fî cennetin âliyeh(âliyetin).
Yüksek bir cennette.

88 / GAŞİYE – 8:Vucûhun yevmeizin nâımeh(nâımetun).
İzin günü naîm (güzel ve parlak) yüzler vardır.
88 / GAŞİYE – 9:Li sa’yihâ râdiyeh(râdiyetun).
(Dünyadaki) sa’yından (çalışmasından) razıdır.
88 / GAŞİYE – 10:Fî cennetin âliyeh(âliyetun).
Âli cennettedir

2- CENNÂTUL FIRDEVSI
18/KEHF-107: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti kânet lehum cennâtul firdevsi nuzulâ(nuzulen).
Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onların ikramı, firdevs cennetleridir.

23/MU'MİNUN-11: Ellezîne yerisûnel firdevs(firdevse), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Onlar, firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar, orada ebedî kalacaklardır.

3- CENNETUL HULD:
25/FURKAN-15: Kul e zâlike hayrun em cennetul huldilletî vuidel muttekûn(muttekûne), kânet lehum cezâen ve masîrâ(masîren).
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere (takva sahiplerine) vaadedilen, onlar için bir ceza (mükâfat) ve dönüş yeri olan ebedî cennet mi?”

4- CENNETI GURAFAN
29/ANKEBUT-58: Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne).
Ve âmenû olanları (Allah’ı ulaşmayı dileyenleri) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!

5- CENNETUL ME’VÂ
79/NAZİAT-41: Fe innel cennete hiyel me’vâ.
Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir
32/SECDE-19: Emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum cennâtul me’vâ nuzulen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Fakat âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı ikram olarak meva cennetleri vardır.

6- CENNÂTIN NAÎM
5/MAİDE-65: Ve lev enne ehlel kitâbi âmenû vettekav le keffernâ anhum seyyiâtihim ve le edhalnâhum cennâtin naîm(naîmi).
Eğer kitap ehli, âmenû olup (Allah’a ulaşmayı dileyip), takva sahibi olsalardı, elbette günahlarını örterdik. Ve onları mutlaka naim cennetlerine koyardık (dahil ederdik).
22/HAC-56: El mulku yevme izin lillâh(lillâhi), yahkumu beynehum, fellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fî cennâtin naîm(naîmi).
Mülk, izin günü Allah’ındır. Onların arasında hüküm verecektir. Böylece âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih (nefsi tezkiye edici) amel (salâh makamına ulaştıracak amel) yapanlar, naim cennetlerindedirler.
10/YUNUS-9: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti yehdîhim rabbuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimul enhâru fî cennâtin naîm(naîmi).
Muhakkak ki âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, îmânlarından dolayı Rab’leri, onları hidayete erdirir. Onlar, altlarından ırmaklar akan naîm cennetlerindedirler.
31/LOKMAN-8: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum cennâtun na’îm(na’îmi).
Muhakkak ki âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar için naîm cennetleri vardır.

7-CENNÂTU ADN
16/NAHL-31: Cennâtu adnin yedhulûnehâ tecrî min tahtihel enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûn(yeşâûne), kezâlike yeczîllâhul muttekîn(muttekîne).
Onlar (muttakiler), altından nehirler akan Adn cennetlerine girerler. Orada, onların diledikleri herşey vardır. İşte Allah, (ahsen olan) muttakileri (bihakkın takvanın sahiplerini) böyle mükâfatlandırır.

18/KEHF-31: Ulâike lehum cennâtu adnin tecrî min tahtihimul enharu yuhallevne fîhâ min esâvire min zehebin ve yelbesûne siyâben hudren min sundusin ve istebrekın muttekiîne fîhâ alel erâik(erâiki), ni'mes sevâb(sevâbu), ve hasunet murtefekâ(murtefekan).
İşte onlara (onlar için) adn cennetleri vardır. Onların altından nehirler akar. Orada altın (dan) bileziklerle süslenirler. İnce ipek ve atlastan yeşil elbiseler giyerler. Orada tahtlar üzerine yaslanırlar. Ne güzel bir sevap ve ne güzel bir destek.

13/RAD-23: Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(bâbin).
Adn cennetleri (vardır). Onların babalarından ve eşlerinden ve zürriyyetlerinden salâha ulaşan kimseler, ona (adn cennetlerine) girerler. Ve her kapıdan melekler, onların yanlarına girerler.

20/TAHA-76: Cennâtu adnin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve zâlike cezâu men tezekkâ.
İçinde ebedî kalacakları, altından nehirler akan adn cennetleri vardır. Ve işte bu, tezkiye olanların (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanların) mükâfatıdır.
 38/SAD-50: Cennâti adnin mufettehaten le humul ebvâb(ebvâbu).
Kapıları onlara açılmış olan adn cennetleri vardır.

61/SAF-12: Yagfir lekum zunûbekum ve yudhılkum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn(adnin), zâlikel fevzul azîm(azîmu).
O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.

9/TEVBE-72: Vaadallâhul mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn(adnin), ve rıdvânun minallâhi ekber(ekberu), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).
Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara orada ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vaadetti. Adn cennetlerinde güzel meskenler (vardır). Ve (bunların) en büyüğü, Allah’tan bir rızadır (Allah’ın razı olmasıdır). İşte o, fevz-ül azîmdir (en büyük kurtuluştur).

19/MERYEM-61: Cennâti adninilletî vaader rahmânu ibâdehu bil gayb(gaybi), innehu kâne va’duhu me’tiyyâ(me’tiyyen).
Adn cennetleri ki onları, Rahmân, kullarına gıyaben vaadetti. Muhakkak ki o (adn cennetleri), O’nun (Allah’ın) vaadidir, yerine gelecektir.


CENNÂTU ADN BÖLÜMLERİ
1-Salihler
2-Şehitler
3-Sıddıklar
4-Mürşidler
5-Şahitler
6-KavimResuları
7-a Devrin imamları Veli Resullar
7.b Devrin imamları Nebi Resullar



Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Ynt: CENNETKATLARI
« Yanıtla #1 : Mayıs 10, 2009, 11:50:28 ÖÖ »
Eline Sağlık