Gönderen Konu: Selam Sana Ey Şehir!  (Okunma sayısı 2073 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aksaa

  • VIP Üye
  • *
  • İleti: 2745
  • Rep Gücü : 231
  • Cinsiyet: Bay
  • ...:::AKSAA:::...
    • Profili Görüntüle
    • http://www.aksaa.org
Selam Sana Ey Şehir!
« : Temmuz 08, 2009, 02:28:29 ÖÖ »


Hiç girmediğim sokaklardan geçeceğim.
Kesmetaş kaldırımların üzerinden,
balkonların altından,
ırmağın kıyısından,
sesimin yankısını çoğaltarak geçeceğim
geçilmez sanılan tüm geçitlerden.
Bir İbrahim ateşi saracak bedenimi.
Nemrut’un beynine hücum edeceğim.
Geçeceğim ırmaklardan bir bir.

Bütün yanlış saatleri doğruya ayarlayıp,
şehrin yıkık dökük sokaklarından
üstüm başım toz içinde geçip,
bu yeryüzü bizimdir diyerek çığlık çığlığa;

Ey Kudüs kalbim ol
Ey Kudüs kalbim ol

diye diye
Gireceğim bir şehrin kapısından.
Ne soylu çıkacak sesim ne bahtiyar.
Ardımda bıraktığım toprakların
kutsallığını okuyarak Kudüs’ün
semalarına, yeryüzü kılcal damar gibi
gökyüzü şahdamar, dillere düşmemiş
marşlarla gireceğim şehrin kapılarından.

Şafak vakti bir tanıdık rüzgâr öpecek
alnımdan. Apak olacak alnım.
Ellerimin ıslaklığı serinletecek kavrulmuş yürekleri.
Ne asude baharlar kalacak içimde
ne terkedilmiş sevdalar.
Sesim yangın yeri gibi çıkacak.

Bombalar yağdıkça üzerine,
zalimler lanetini yağdırdıkça;
Gazze Gazze diye çarpan yüreğim çıkacak yerinden.
Günyüzü görmemiş çocukların
cennete koşar adım giderken,
gün gelecek ve onların nuru
gözlerini kör edecek;
hâlden bilmezlerin,
aman tanımazların gözlerini.

Kalbimi emanet ettiğim
ne kadar mabet varsa
hepsinden bir nur var avucumda.
Her nebi bir dua bırakmış kalbime.
Koşa koşa gireceğim
bir ışık mabedinden içeri.
Üstüm başım yıllanmış
zulmetlerde sınanmış defalarca.

Ne kadar mahcubum,
ne kadar kolum kanadım kırık.
Bir taş olsun atamamak zulmün üzerine,
bir yara olsun saramamak ne büyük acı.
Sessizliğimden sıyrılıp
karşıma çıkan duvarlara,
sessizliğimden sıyrılıp
ölümü aklına getirmeyenlerin
yüzlerine haykıracağım.
Zulmünüz âbâd etmeyecek sizi.
Kendi kanınızda
gün gelip boğulacaksınız.
Ben duaları,
ben yürekleri gere gere içime
“buradayım” diyeceğim.

Cennetim olacaksın.
Ey şehir,
seni yakından sevmek de var
ama bir kemend var boynumda.
Sana yakın dualar gönderdikçe
sanki diriliyor
ölmüş ne kadar hücrem varsa.
Geçip giden günü elimin tersiyle itip
sen geldikçe gözüme
ey şehir
kemiklerim yerinden
çıkacak gibi oluyor.
Seni aklımın,
yüreğimin en sağlam yerine koyuyorum.
Nakış nakış sen olacaksın her yanımda.
Gökyüzünün aydınlanacağı güne kadar başım dik,
sürdüreceğim direnişimi.

Sevileceklerin en güzelini seviyorum.
Seni seviyorum ey şehir.
Cennetim olacaksın.

Mustafa Uçurum | Tasfiye 19


<br /><br />