ByKuS.OrG

SPOR => FUTBOL => Fenerbahçe => Konuyu başlatan: Alleyesonme - Nisan 06, 2009, 08:42:43 ÖÖ

Başlık: Fener halayı
Gönderen: Alleyesonme - Nisan 06, 2009, 08:42:43 ÖÖ
(http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2009/04/06/fft16_mf214488.Jpeg)

Sarı-lacivertli takım ilk yarıda zorlandı, rakibin baskısına dayanmaya çalıştı. İkinci 45 dakikada Roberto Carlos’un asisti ile Deivid, Semih’in asisti ile Güiza ağları sarstı. Batuhan’ın uzatma dakikalarındaki golü sadece skorborda asıldı

Elbette Fenerbahçe’nin eksik oyuncuları, bu takım piramidi içinde önemli taşlardı. Onların yokluğu, zaten bozuk giden düzeni körüklüyordu. Alex,  başlı başına bu sallanan yapının kurtarıcısı olabilirdi ki, o da “Yedekliğe tahammül edemeyeceğinden” sakattı. Kadroda yoktu.
Aragones, vatandaşı Josico’yu tercih etmişti. Bu aşamada bu tercih, milliyetçilikten öteye gitmeyen gereksiz bir fantezi idi. Fenerbahçe’nin bu kayırmacılığa tahammülü olamazdı. Nitekim, fena oynamasa da Aragones 55. dakikada buna son verdi, Deniz ile değişti.



(http://galeri.milliyet.com.tr/2009/4/5Fenerbahce2_Eskisehirspor1/16.jpg)

Deivid, orta sahadan topları dağıtan kimliği ile forvet arkasındaki görevi sürecince çok top kaybetti, hatalı paslarla attığı gole kadar tepki alan süreç yaşadı.
Tribünlerdeki seyircilerin de ikinci yarıya kadar destek vermediği Fenerbahçe, ilk yarıyı Uğur’un bir gol girişimi ile bitirebiliyordu.
Tempoyu yukarı çeken, ikinci yarının başlaması ile birlikte sahaya hışımla çıkan Fenerbahçe oldu. Bu da zaten golü getirdi. Golden hemen sonra, doğaçlama tavırla geriye yaslanan Sarı-lacivertliler, ister istemez atakları kabul eden ve ani atak şansı arayan bir kimliğe büründü. Buna Aragones’in itirazı vardı ve şiddetle takımın ileri çıkmasını tavsiye eden el kol hareketleri ile en azından bu taktik dönüşümün sorumlusu olmadığını gösteriyordu.
Edu’nun sakatlanması ile birlikte takımın savunma kalitesi bir kademe daha inerken, bu tip gündem maçlarında kendini gösterme meraklısı Youla’nın önünü tıkamak, Gökhan Gönül ile Önder’e kalıyordu. Onların başarısı, Batuhan’ın da tutukluğu ile Eskişehirspor’a pozisyonsuzluk olarak yansıyordu.
17. dakikada Eskişehir savunmasını geçen top Semih’e geldi, üçe iki kaleye giderken Fenerbahçe, Semih’in pas verdiği Güiza çalımı seçince topu kaptırdı.
22. dakikada Deivid uzun pas çıkardı, Uğur topu kaleci İvesa’dan geçirip boş kaleye cılız şekilde gönderdi, Koray topu kornere attı.
48. dakikada Batuhan kafa ile topu Volkan’ın boşalttığı Fenerbahçe kalesine yolladı, çizgide Yasin golü önledi.
50. dakikada Güiza, İvesa ile karşı karşıya atamadı, İvesa’dan seken topu Semih kaleye ortaladı, Uğur ile El Saka birlikte yükseldi. Top Uğur’un kafasından dışarı gitti. 
59. dakikada Carlos’un soldan kaleye sert gönderdiği topa Deivid ayak koyup, uzak direğe gitmesini sağladı, İvesa uzandı, yetişemedi: 1-0
84. dakikada Batuhan, kalabalık savunmaya rağmen röveşata ile topu Fenerbahçe kalesine gönderdi, ama az farkla isabet kaydedemedi.
87. dakikada Güiza, İvesa’nın altından topu filelere yolladı: 2-0
90. dakikada Poljak’ın ortaladığı topa kafa vurmak isteyen Batuhan dizi ile Eskişehirspor’un golünü attı:  2-1

MAÇIN ADAMI
CARLOS
Fenerbahçe takımının en yaşlısı en çok koşanı olarak takıma can verdi. İlk golde attığı şut Deivid’in dokunuşu ile skor oldu. Atağa dönük pasları, dikkat çekti. Maçın sonuna kadar koştu, iyi de savunma yaptı. Geçen akşam çıktığı yarışmadaki para kutularından sonra bu kez de kondisyon kutusunu açtı.

KIRILMA NOKTASI
48. DAKİKA
Fenerbahçe’nin gol arayışında zorlandığı ve savunmada bocaladığı anlardan birisiydi. Volkan da kalesini boşaltıp, Batuhan’ın kafa şutunu şansa emanet etmişti ki çizgide Yasin belirdi ve topun boş kaleye gitmesine izin vermedi. Sarı -lacivertliler maç içinde krizin eşiğinden böyle döndü.