Gönderen Konu: Gotik Sanat  (Okunma sayısı 1259 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OĞUZHAN

  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 2183
  • Rep Gücü : 869
  • Cinsiyet: Bay
  • Ne Mutlu Türküm Diyene !
    • Profili Görüntüle
Gotik Sanat
« : Temmuz 31, 2009, 03:56:35 ÖS »

XII. yy.dan Rönesans'a kadar Bati Avrupa'da geliien sanat biçimidir. Gotik sanat Fransa'da doimui olmasina raimen adini Hiristiyanliiin ilk yillarinda Avrupa'yi istilâ eden Gotlardan almiitir. Bu terimi ilk defa italyan hümanistleri kullanmiilardi. Onlara göre, özellikle Alpler'in kuzeyinde geliien ve roman sanatinin ardindan gelen bu sanat, ilkçai'in klasik kurallarindan iyice ayriliyordu. Ve, bu üslûbu küçümsediklerini belirtmek için italyan hümanistleri ona, gotik sanat adini veriyordu.

Roman Sanatindan Alevli Gotik Üslûbuna

Gotik sanat, XII. yy.dan XVI. yy.a kadar, dört büyük dönemde geliiti. Birinci dönem, XII. yy.in büyük bir bölümünü kapsar ve mimari çizgilerin genel görünüiünü hâlâ etkileyen roman sanatiyla gotik sanat arasinda bir geçii dönemi teikil eder. Bu çaiin en özgün anitlari Fransa'dadir: Saint-Denis Manastir Kilisesi, Sens, Noyon ve Laon katedralleri.

Aiaii yukari XII. yy. sonlarindan XIII. yy. ortalarina kadar uzanan ikinci dönemde gotik sanat iyice yerleiir ve doruiuna ulaiir. Bu dönem, gotik sanatin «klasik» çaiidir ve hepsi birbirinden ünlü pek çok anit bu dönemde yapilmiitir: Chartres, Bourges, Merveille du Mont-Saint-Michel katedralleri. Bu çaida gotik mimari italya, Almanya ve ispanya'ya da siçramii, sonra ingiltere'ye geçerek orada daha deiiiik bir nitelik kazanmiitir (Canterbury, Chichester katedralleri).

Daha sonraki döneme iiinli gotik adi verilir. Bir önceki dönemin eser bolluiu yaninda bu dönem biraz fakir kalir. Bu dönemde daha çok eski yapilarin bitirilmesine çaliiildiii için (Paris'teki Notre-Dame Kilisesi'nin yan kiliseleri, Saint-Denis Kilisesi'nin iahini) büyük anitlarin sayisi azdir (Troyes, Tours katedralleri, Westminster Manastir Kilisesi).

Nihayet, XIV. yy.in ikinci yarisindan bailayarak, gotik sanat büyük bir dirilii ve canlanma dönemine girer. Bu dönemde gotik sanattan pek çok üslûp doimuitur. Bunlarin en önemlileri, ingiltere'deki düiey üslûp (Oxford ve Cambridge Üniversitesi yapilan), Fransa ve Almanya'daki alevli gotik'tir.

Yükseklik ve Iiik

Gotik, her ieyden önce kaynaiini dinden alan bir mimarlik üslûbudur. Bütün çai boyunca anitlarin yapimindaki en büyük özellik sivri kemerin kullanilmasi, göie yetiimek istermiiçesine uzayan düiey çizgilerle ince sütunlara olan düikünlük ve içeriye bol iiik girmesini sailamak için büyük pencerelerin açildiii duvarlarin inceltilip hafifletilmesidir.

Gotik yapi tarzi, pencerelere gittikçe daha çok önem vererek vitraylarin geliitirilmesine elveriili bir ortam da yaratti. Bailangiçta vitraylarda, yalin renklere (mavi, kirmizi, turuncu) yer veriyordu. Sonra, XIV. yy .da hem zamandan ve paradan tasarruf etmek, hem daha duru bir iiik sailamak amaciyla tekrenkli vitraylar büyük ölçüde kullanilir oldu ve yeni bir renk olarak altin sarisi geçerlik kazandi. Nihayet XV. yy. ortalarinda, gene daha sicak renk tonlarina dönüldü ve perspektif ortaya çikti: böylece vitray, camdan yapilmii gerçek bir tablo halini aldi.

Gotik resim ve gotik heykel çoiu zaman mimarinin tamamlayicisi sayilir. Bu alanda roman sanatinin de koratif ve stilize görünüiünden vazgeçilmii ve daha güçlü bir gerçekçiliiin arayiiina bailanmiitir. Nihayet halicilik da gotik sanatin bir bütünleyicisi olarak XIV. ve XV. yy.larda altin çaiini yaiar.