Gönderen Konu: kelebek--papatya  (Okunma sayısı 1279 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Loqum_mum

  • ByKuS
  • *
  • İleti: 1338
  • Rep Gücü : 93
  • Cinsiyet: Bayan
  • ' kâFâmı dinLiorum .. 2'Lé ..\ 。◕ ;)
    • Profili Görüntüle
kelebek--papatya
« : Mart 24, 2009, 09:26:26 ÖS »

Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl
gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne
bulursa yemiş. Bir sure sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir
yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir
sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.

Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya
başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir
vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye. Etrafına şaşkın,
şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda
afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. İçinden "Ne muhteşem
bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu
çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu.

"Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek
istedim"

Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve

"Merhaba" demiş, "bende yalnızlıktan sıkılmıştım zaten" Ve konuşmaya
başlamışlar.

Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği
ormanı, tepeleri anlatmış. Papatyada ona kendinden bahsetmiş.
Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla
geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını
seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı
ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok
sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. Papatyanın da onu sevip
sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edipte bunu papatyaya söyleyememiş
bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş.
Papatyada kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini.
Duygularının karşılığının olmayacağından bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden
korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana, ama sevgilerini paylaşmadan sürekli
sohbet etmişler. Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de,
kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini
anlayınca, papatyaya dönmüş ve

"Üzgünüm, ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam
vermemiş.

"Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun ?"

"Hayır" demiş, kelebek.

"Sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç
gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir
yere gitmeliyim."

Papatya bu duruma çok üzülmüş. Ama yapacak bir şey yokmuş zaten.
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark
ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Seni seviyorum" diyebilmiş ancak.
Papatya donakalmış. Sadece "Bende.." diyebilmiş kelebeğin arkasından.
Ardından da gözyaşlarına boğulmuş. İcinden "Keşke onunda beni sevdiğini
bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş. Papatya,
sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış.
Bir sure sonra, önce yaprakları solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her
düşen yaprakta papatya, içinden "seviyormuş" diye geçirmiş.

İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine
soramadıklarını hep papatyalara sormuş; seviyor mu?, sevmiyor mu? diye..

 
 


vazGeçtiğiM ama unuTamadıĞım

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Ynt: kelebek--papatya
« Yanıtla #1 : Mart 24, 2009, 10:41:45 ÖS »
teşekkürler canım... ;)
Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..