Sen Doğum Günü Hediyemmişsin Diyelim ki hoş geldin Peki, beni çok sevecek misin? 3 Yıl önceydi… Hayattan öylesine yorulmuştum ki artık… Artık öylesine yaşıyordum… Delice ve inadına… 3 Yıl önceydi… Bir temmuz gecesinde ıssız evimin penceresinden kentin ışıklarını izliyordum… “Tanrım” dedim… “Bana bir mucize gönder… Gönder ki; var olduğuna dair inancım artsın… Yoksa seni, bu yaşamı, kendimi reddetmek zorunda kalacağım” Sabah uyandığımda, söylediğim her şeyi unutmuştum… Ve birkaç gün sonrasında, bir Temmuz akşamında “İşte!”diye fısıldadı içimden bir ses… “İşte senin mucizen” Karşımda duruyordun ve öyle güzel gülümsüyordun ki; kalbimdeki yaranın kabuğu düştü… Çocukken dizlerini parçalamış olanlar bilir bu duyguyu sadece… Benimse çok zaman önce kalbim parçalanmıştı… Bir anda tazelendi yaşamım… Ve sen geldin. Mucizem… Doğum Günü Hediyem… O gece ıssız evimde bir kâğıda “Düşleri olmalı insanın” diye yazmıştım… Birkaç gün önceydi sadece… “Hayalleri olmalı… Birkaç yıl sonrasında hala yaşıyor olmayı istemeye bir sebebi olmalı… Oysa benim yok… Birkaç gün sonra doğum günüm ve ben hiçbir şey dileyemiyorum yaşamdan… Çünkü sadece bir mucize kurtarabilir yaşantımı…” Sense tek başına yıktığım ne varsa kuruverdin yüreğimde… Sen orada, öylece durup bana gülümsediğinde her şeyim vardı artık… Birkaç gün sonra doğum günümdü ve benim artık yaşamdan dileyecek çok şeyim vardı… Bense doğum günümde sadece yanında yaşlanmayı diledim… Ne Tuhaf… Bugün benim doğum günüm ve ben yine tek bir şey diliyorum yaşamdan… 3 Yıl sonra, yine bir temmuz akşamında; o ıssız evin değil, evimizin penceresinden aynı yıldızlara bakarken, aynı şeyi diliyorum; “Ne olur izin ver Tanrım, Bırak onunla yaşlanayım… “