Gönderen Konu: İKİ GEZGİN MELEĞİN HİKAYESİ  (Okunma sayısı 1753 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
İKİ GEZGİN MELEĞİN HİKAYESİ
« : Nisan 18, 2009, 06:25:52 ÖS »

İki Gezgin Melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir

ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir

üslupla,meleklere

 yatacak yer olarak koca malikanenin konuk odalarından birini

vermek

yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş.


Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine

yatacak

bir yer hazırlamaya çalışırken, Yaşlı Melek duvarda bir delik

görmüş ve

kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç Melek, Yaşlı Meleğe bu

hareketinin

nedenini sorunca, Yaşlı Melek hafifçe gülümsemiş:

Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir...

Sabah malikaneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez

daha

kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir bir çiftçi

ailesinin

kapısını

çalmışlar.

Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne

var ne

yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları

için

kendi

yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar.

Sabah güneş doğduğunda,melekler zavallı karı kocayı gözyaşları

içinde bulmuşlar: Yegane geçim kaynakları olan tek inek de

tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.

Genç Melek bu sefer iyice öfkelenerek Yaşlı Meleğe isyan

etmiş:

Bunun olmasına nasıl izin verebildin ?! O varlıklı kaba adamın

herşeyi

vardı ama sen kalktın ona yine de yardım ettin. Bu iyi yürekli

fakir
ailenin
ise o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu;buna rağmen onu
bile
paylaşmaya gönüllü oldular. Ama sen o ineği de yitirmelerine
izin
verdin!?
Bunun üzerine Yaşlı Melek, Genç Meleğe dönerek şu cevabı vermiş:

Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.

O zengin malikanenin bodrumunda kaldıgımız gece, duvardaki
deliğin

dibinde külçe külçe altın saklı olduğunu farkettim. Malikanenin

sahibi bu
kadar açgözlü olduğu için ve kendisine verilmiş şans sayesinde
edindiği
zenginliğin bir parçasını bile paylaşmaya yanaşmadığı için, ben
de
o
deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki artık arayıp bulsa da
açamaz.

Ve
devam etmiş:

Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken,

Ölüm Meleğinin o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm.

Ben de onun yerine Ölüm Meleğine ineği verdim.

Yaşlı Melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş:

Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.

Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, aslında bizim

de
başımıza gelen tam da budur işte. Eğer inanıyorsanız, yapmanız

gereken şey

sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna

güvenmektir.

Bunun

böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek

olsanız

bile

Bazı insanlar, Hayatımıza girerler Ve çabucak çıkarlar..


Bazıları ise, Dostumuz olur Ve bir süre orada kalırlar..

Yüreklerimizde O güzel ayak izlerini bırakarak..

Ve bu, İyi bir dost kazandığımız için,

Bir daha asla Eskisi gibi olmayacağız demektir!

Dün, tarih oldu.

Yarın, bir gizemdir.

Bugün ise bir armağan.

Bu yüzden İngilizcede present, hem şu an hem de armağan

anlamına gelir!

 her anı doyasıya yaşayın ve

tadını

çıkarmaya bakın ... Hayat, bir kostümlü prova değildir!


Bil ki tam şu anda


birisi seni düşünüyor.

birisi sana değer veriyor.

birisi seni özlüyor.

birisi seninle olmak istiyor.

birisi senin başının belada olmadığını umuyor.

birisi ona verdiğin destek için sana minnettar.

birisi elini tutmak istiyor.

Birisi senin adına herşeyin iyi sonuçlanmasını ümit ediyor.

birisi senin mutlu olmanı istiyor.

birisi senin onu bulmanı diliyor.

birisi senin başarılarını kutluyor.

birisi sana bir armağan vermek istiyor.


birisi SENİN bir armağan olduğunu düşünüyor.

birisi seni seviyor.

birisi senin gücüne hayranlık duyuyor.

birisi seni düşünüyor ve gülümsüyor.

birisi üzerinde ağladığın omuzun kendi omzu olmasını istiyor.

--


Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin