Gönderen Konu: Arılardan Azmin ve Başarının Öyküsü  (Okunma sayısı 858 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
Arılardan Azmin ve Başarının Öyküsü
« : Nisan 18, 2009, 10:11:56 ÖÖ »

500 gram bal için arılar, 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konup kalkıyor.
Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.
Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin Nektarını emiyor ve 100.000 km kanat çırpıyor. Bu deli çalışmanın arasında, dönüp ‘dönüp öbür arı benim kadar dolaşıyor mu?’ diye kontrol gereği de duymuyorlar. Birbirlerine tam bir güven içinde sadece hedeflerine odaklanmışlar!…


Neredeyse kölesi olduğumuz bilgisayar saniyede 16 milyar aritmetik işlem yaparken, bilgisayarın doğadaki rakibi bal arıları bu sürede daha az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yeteneğine sahip demek ki bilgisayarda hala Bill Gates’in keşfedemediği bir şeyler var..!

Bir koloninin pazarlanacak 1 kg bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için 8 kg bal tüketmesi gerekiyor. Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini dönmesi demek…

 Onlar bu işi canla başla yapıyor, ve genetik olarak nesilden nesile aktarılmış bir tembellik asla söz konusu olmamış! Bu arı cumhuriyetinde cinlik yapmak için ‘birkaç gram bal da kendime saklayayım’ diye peteği hortumlayana da şimdiye dek rastlanmamış.

Hepsi güneşin ‘kalk’ ziliyle çalışmaya başlayıp, güneşin ‘paydos’ ziliyle dinlenmeye çekiliyorlar.

Hiçbir arı, ‘kraliçe hanım işin kaymağını yiyecek diye ben geberene kadar çalışmam abi…’de dememiş, birlikten ve kovandan çıkınını alıp başka yollara düşüp başka bir kovanda cumhuriyet kurmayı düşünmemiş!

Karşı kovandakileri kıskanıp o peteğe dadanmamış! Arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekiyormuş. Her bir petek gözünün altıgen prizma şeklinde inşa edilmesi esas peteğin direncini sağlıyormuş. Bu nedenle kilolarca balı rahatlıkla taşıyabiliyor.

‘Gerçekten de en az balmumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak için en uygun şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmadır’ diye onaylıyor fizikçiler.

Hadi bakalım arılardan özür dileyelim, onlara ‘hayvan’ dediğimiz için.

Elin hayvanı düzen tutturmuş,milyon yıldır hayatına fesat sokmadan sürdürüyor sorumluluğu içinde saklı!

Arıların ‘ayıkla pirincin taşını’ diye bir sözleri yok. Başka arıların yaptıklarını, onlar hayatlarını kısıtlayarak temizlemek zorunda değiller!..

Siz hiç arıyı sokan bir arı biliyor musunuz?

Belki de bu dünyaya arı olarak gelmek vardı.


Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin