Yeni bir molekül, kanser hücrelerinin çoğalmasını ve tümörü besleyen damarların oluşumunu engelleyebildi.

Fransa Bilimsel Araştırmalar Merkezinden (CNRS) bilim adamları, ilk kez HB-19 adı verilen molekülün kanser tedavisinde etkili olduğunu belirledi.

Molekülün, özellikle tümörlü hücrelerin büyümesine neden olan bir proteini hedef aldığı, ayrıca kanserli hücrelere oksijen ve besin maddesi taşıyan kan damarlarının oluşumunu da engellediği belirtildi.

Ara Hovanessian ve Jean-Paul Briand'ın tasarladığı ve kimyasal olarak bileşim haline getirilen HB-19, başta meme kanseri olmak üzere insan tümör hücreleri nakledilen farelerde deri altına ya da karın boşluğuna 2-3 gün arayla 30 gün boyunca enjekte edildi.

Bu deney aşamasındaki tedavi, tümörlerin artmasını önemli oranda engelledi, hatta birçok farede tümörlü hücrelerin yok olduğu görüldü.

Deney sırasında kanser tedavisinde yaygın olarak kullanılan diğer tedavilerin aksine molekülün dokulara zarar vermediği belirtildi.

Araştırmacılara göre, bu ikili etki HB-19'u kansere karşı güçlü bir ajan haline getiriyor.

Uluslararası bilim dergisi Plos One'da yayımlanan araştırmanın sonuçları, etkili ve "zehirli olmayan" kanser tedavisine yeni bakış açıları sunuyor.

İsviçre'deki Cenevre gözlemevinde görevli astronomlar, hemen hemen güneşle aynı boyutta olan HD 40307 yıldızının etrafında dönen süper gezegenlerin dünyaya çok benzediğini, ancak dünyadan 4, 7 ve 9 kat daha büyük olduğunu açıkladı.

Astrononomide süper dünya, Güneş Sistemi dışında bulunan ve büyüklüğü dünyanın 4 ile 10 katı arasında olan gezegen anlamına geliyor. Şili'de bulunan 3.6 metre çapındaki HARPS teleskobu sayesinde belirlenen gezegenler dünyaya 42 ışık yılı uzaklıkta. Bir ışık yılının 9,5 trilyon kilometre olduğu göz önüne alındığında, bugünün teknolojisi ile bu süper dünyalara gitmek 38 bin yıl sürüyor. Gezegenlerde dünyadaki yaşama benzer bir yaşam olması ihtimali bulunmuyor. Güneş sistemi dışında ilk gezegen 1995 yılında tespit edildi. Bu zamana kadar keşfedilen gezegenlerin sayısı ise 280'i buldu.

Dünyanın en önemli gelecek bilimcilerinin (futurolog) oluşturduğu Dünya Futurolog Birliği bu sorunun yanıtını verdi.

Bilimsel ve teknolojik gelişmelere göre 2030da dünyada şunlar olacak:

-Dünya nüfusu 8.2 milyara ulaşacak. Kişi başına düşen gelir ortalaması 6 bin dolardan 11 bin 500 dolara yükselecek.

-Dünya politikası, ülkelerin İslama bakışı üzerine şekillenecek.

-Türkiyenin ABye katılımıyla birlikte Avrupa Birliği içerisinde de İslamın etkisi daha fazla hisedilmeye başlanacak.

-İşleyişten rahatsız olan İngiltere ve yanına çekeceği bazı ülkeler ABden çıkacak.

-İnsanoğlu ilk kez Marsa ayak basacak.

-Süper bilgisayarlar avuç içine sığacak. Kıyafetlerden gözlüklere kadar her üründe bilgisayar bulunacak.

-Nanoteknolojiyle beynimiz bilgisayarla iletişim kuracak.

-Yıpranan organlar yine nanoteknolojinin nimetleri sayesinde kendi kendine yenilenecek.

-Genetik ve kök hücre gelişmeleriyle insan ömrü uzayacak. Aynı şirket içinde 4 jenerasyondan insanlar birlikte çalışacak.

-Bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, buzdolabı hayatımızdaki yerini koruyacak... Ancak manuel kontroller yerine ya kendi kendilerine ya da sesle kumanda edilecek.

1992 yılında kurulan ve kısa ismi GYTE olan Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ülkemize araştırmacı ve bilim adamı yetiştirmek üzere türk sanayisinin dünya üzerinde saygın ve rekabetçi ortam içinde olmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuş bir ihtisas üniversitesidir.GYTE, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile beraber ülkemizin 2 ihtisas üniversitesinden biridir. Laboratuar ve araştırma olanakları bakımından türkiyenin saygın üniversitelerinden biridir. Türkiyede gyte harici sadece ODTÜ ve BİLKENT te bulunan nanoteknoloji laboratuarı bu üniversitede bulunmaktadır. Gyte deki araştırmacılar tübitak ve bazı diğer kuruluşlarla işbirliği içersinde araştırmalarını sürdürür.(bazı kimseler gyte yi tübitakın kurduğu yanılgısına sahiptir.)

Tüm dünyada üniversiteler arası bilime ve sanayiye katkı açısından kıyaslama yapmak için ölçüt alınan, kişi başına düşen bilimsel yayın sıralamasında gyte, birçok yıl türkiyenin birinci devlet üniversitesi olmuştur.(Tıklayınız:GYTE, öğretim üyesi/yayın sıralamasında, devlet üniversiteleri arasında 1.sırada... )GYTE, öğretim üyesi/yayın sıralamasında, devlet üniversiteleri arasında 1.sırada... )

Gyte de toplam 5 lisans bölümü bulunmaktadır.Bunlar,bilgisayar müh,elektronik müh,malzeme müh,matematik ve fizik bölümleridir.lisansüstü eğitimde ek olarak bazı bölümler daha vardır.lisans eğitiminde toplam 800 civarı, lisansüstünde ise yaklaşık 1600 civarı öğrenci bulunmaktadır.

Gyte de başarılı öğrenciler istedikleri taktirde üniversite içi bölümler arası yatay geçiş, çift anadal ve yan anadal yapabilmektedirler. ben şahsen anadalım olan elektronike ek olarak bilgisayardan çift anadal yapıyorum.her ne kadar devamsızlık sorun olsa da.

Gyte yi seçmek isteyen adaylara bir gyte li olarak tavsiyem var.gyte ye gelmek isteyen öğrenci kesinlikle kendini bilime vermelidir.çünkü üniversitenin bulunduğu sanayi ortamı, kampüs içinde ve kampüs çevresinde gezip zaman geçircek tek bir yer olmaması ve yerleşimden uzak bir yerde olması öğrencilerin tek uğraşının bilim olmasına neden olmaktadır. bu nedenle, gyte ye gelmek isteyen öğrenci, bir üniversiteden beklentileri neler olduğunu düşünüp öyle gyte yi tercih etmelidir.aksi halde psikolojik rahatsızlığa sahip olunabilir.buna ek olarak 2 sene okuyup 3. sene tekrar öss ye girme durumları görülmektedir.bu durum gyte nin eğitim stratejisi ve kampüs çevresinden kaynaklanmaktadır.

Gyte den birkaç resim,





Nanoteknoloji Laboratuarı

Daha fazla bilgi için

www.gyte.edu.tr