Almanya'nın Würzburg kentinde doğan Heisenberg Münih Üniversitesi'nde fizik okudu. Arnold Sommerfield'in öğrencisi olarak hidrodinamik teorisinde türbülanslar üzerine hazırladığı teziyle 1923'te doktorasını aldı. Daha sonra asistan olarak Göttingen Üniversitesi'ne Max Born'un yanına gitti. Oradayken bulduğu matris mekaniğini Born ve Pascal Jorduan ile birlikte 1925'te yayınladılar. 1924-1927 yılları arasında Kopenhag'da Bohr'un enstitüsünde çalıştı. Ünlü belirsizlik ilkesini burada 1927'de ortaya koydu. 1927-1941 yılları arasında Leipzig Üniversitesi'nde profesör olarak bulundu. Bu sırada 1932 Nobel Fizik Ödülünü kazandı. II. Dünya Savaşı'nın başlamasndan sonra 1941'de Berlin'de Kaiser Wilhelm Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi. Çekirdek bölünmesini keşfetmiş olan Otto Hahn ile beraber nükleer enerji üstünde çalışmaya başladılar. Bir ara Kopenhag'a giderek Niels Bohr'la görüşmesi, Bohr'un İngiliz ve Amerikan bilim adamlarını Almanların atom bombası çalışmaları yaptıkları konusunda uyarmasına neden oldu. Ancak Almanya'da atom bombası yapılamadı. Savaş bitiminde Heisenberg ve beraber çalıştıı bilim adamları bir süre İngiltere'de tutuklu kaldıktan sonra Göttingen'de yeni kurulan Max Planck Enstitüsü'ne (eski adıyla Kaiser Wilhelm Enstitüsü) döndüler. Heisenberg tekrar başkanlığına getirildiği enstitüsüyle birlikte 1958'de Münih'e taşındı. Cenevre'de CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) parçacık hızlandırıcı ve çarpıştırıcı laboratuvarlarının kurulmasına destek oldu. Alexander von Humboldt Vakfının başkanlığını yaptı. 1976'da Münih'te öldü.
Not:Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000
Not2: Benim idol mertebesinde hayranlık duyduğum bu şahsiyet, sadece matris mekaniği ve belirsizlik ilkesi aracılığıyla birtakım matematiksel açıklamalar getirmekle kalmamış doğaya bakışımızda da köklü bir devrim yapmıştır. Heisenberg'in Türkçe'ye çevrilmiş birkaç kitabı var yanılmıyorsam ve bunlardan biriyle ilgili bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.