İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - aksaa

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 37
46
Hikaye ve Yazılar / ...Aşk'tım Vazgeçtim..
« : Ocak 19, 2009, 09:06:38 ÖS »


Aşk’tım
Aşık’tım
(vaz) gecebilirdim
Geçtim.


Gitmelere dönüyordum
Nice seller gotürüyordu
Yaşanmışlıklarımı beraberinde.
Bir ana sığdırdığım
Bin ömür hayatım.
Vazgeçmek aşkın kendisiydi
Ben seni değil
Aşkı sevmiş
Vazgeçmeyi kabullenmiştim...
Şimdi güncemde bana kalan
Sensiz yokluk
İçimde eriyen
İçimde eriten
İçimi sarsan,senden bana kalan bir ömürlük alıntılar...

Ben seni, kimseler olmadığı için değil, kimse olamadığın için sevdim.Aşkı en masum yerimde yoklayıp, sana yürümeyi yeni öğrenen bebekler gibi düşe kalka geldim.
Ellerimden tutmaya bilirdin.Beni sevmeye bilirdin.İçinde bana akan teninin adını “aşk” koymaya bilirdin ki sen yine bilirdin herşeyi bildiğin gibi...
Sen beni gizli seviyordun, bense en aşikarlığındaydım sevdamın.Vazgeçmelerin bana düşeceğini nerden bileblirdim? ..
Bu senden kaçmak değil, bu içimde yitirdiğim kendimdendir.Çünkü ben sana, gelmekle tüm bildiğim, öğrendiğim beni ben eden herşeyden vazgecerek geldim.Ben sana gelirken kendimden geçtim.
Aşk için şimdi senden geçiyorum.Bir ömrü bir ana sığdırarak kendimi, senli düşlerin en törpüsüz yerine itiyorum.Her uykuya dalışımda törpülenmeyen yanlarının yüreğime, tenime takılıp acıtsın diye...

Sen adını bana acı ile öğreten..
Adını biliyorum
Adını öğrendim
Adın Aşk...

Suretinse bir yokluk.
Suretinse unutulmaya mahkum
Suretinse hiç yaşamamışlığım
Aynaların aksinde...

Yoklukla barışmayan ruhum, varlığına inandığı günlerde seni tanıdı.Sen ne cennet olabiliyordun ne de cehennem. Sendeliyordum seninle. Ne dokunabiliyorduk ne de yanabiliyorduk ellerimiz de...
Rüyalarımda gördüklerim, aynadaki ters iz düşümleri gibiydi. Seni tanımıyordum Aşk’ı görüyordum. Yaklaştıkça sana...Sana yaklaştıkça biraz daha yabancı oluyordum.
Gecenin en son noktasında, kendimden yitiyor, sana doğamıyorken senin aşk’ında kayboluyordum...

Bizimkisi suretsiz bir Aşk’tı.
Sen beni, bende seni tanımıyorduk.
Tanıdığımda ise Aşk’ın vazgeçmek olduğunu hatırlamak bana düştü...

Sen kendini karanlıklar olarak nitelerdin.Bense aydılığında, yürüyordum senin.Aramızda ki yabancılık böyle başladı.
Sen ben de seni, ben de sen de beni görüyorduk.
Aynalar yalancı, Aşk ise gerçekti bize...

Susmalarının ardında saklanan sen aslında seni yansıtmıyordu.Ben sen de Aşk’ı görüyordum..Bunu farkettiğim de ise bana Aşk’ın vazgeçilmezi olan (vaz)geçmeyi kabullenmek kaldı...


Şimdi biz; bir birini tanıdığı kadar birbirine yabancı, İki insan iki Adı konulmamış bir duyguyuz.

Aşk’tım
Aşık’tım
(Vaz) gecebilirdim
Geçtim...

alıntı

47
Şiir / Herkesin değil bir tek senin yerin var
« : Ocak 19, 2009, 09:04:34 ÖS »
Herksin değil bir tek senin yerin var
Geçmişimdeki iyi kötü anlarda yanımdaydın ya ne isterdim daha
Amaa...
Evet her güzel şeyin de bir sonu var
E tabi haklısn sen boğulmamak için gemiyi terketmen en doğru seçim ...

Görünürde nefes alıyor gibiyim
Görünürde gülüyor oladabilirm
Görünürde yasıor gibi dursamda içten ölünürdee...

Herkesin değil en çok senin payın war
ßu hayattan kopup ölü balık halimde
Son bir iyilik yap at beni denize

Görünürde nefes alıyor gibiyim
Görünürde gülüor 0ladabilirm
Görünürde yasıyor gibi dursamda içten ölünürde...

Ölünürde farkına varamaz insan
Ölünrde kopamaz bu dünyadan

alıntı

48
Hikaye ve Yazılar / ...Yazgıma,Yazgına...Aşka...
« : Ocak 19, 2009, 09:03:07 ÖS »
… yazgıma, … yazgına aşka, öğretene
kahra, verdirene

Bu bir veda bildirisi. Bu haziranın hazin hikayesi.

Ey izbelerde sakladığım hünefşân aşkım! Sana adadığım kelimeler koyu karanlık gecelerde, yağlı urgan misali boğuyor benliğimi. Sen her haziran nakaratı oluyorsun bu pejmürde şehrin.

Ne balkona yuva yapan güvercinler,
ne de ak gerdanları yetmiyor dağılan eskileri toplamama…

Bilesin ben kahra değil ey fütursuz hezâr!...
Kahrı verdirene sevdalıyım...

Ve,
bu anlattıklarım gerçek bir kahrın hikayesi. Kelimeler soluk soluğa… Dağ ağırlığı sırtlarında. Nicedir hoyrat yollarda, seyran eyledim durdum… Yağmurlar yağdı, ben yaşlandım… Heybem de naçar yazgı. Bana kekre gülüşler kaldı.
Her mevsim değişti de yalnızlığımın rengi, şehr-i hazan değiştirmedi karaya boyanan ezgisini. Bin âh çektim yetmedi…

Âh çamlıca…!

Dillerin olsaydı bu melâli nasıl anlatırdın kim bilir Kıyamazdın bu elem kokan yüreğin mesnevisini kimselere anlatmaya…

Bilirim Haziran da aşiyân’lar ağyara bırakılır. Kuraklık baş gösterir yüreklerde.

Bir ömürlük âh,
bir sıkımlık can kalır ortada.
Oysa ben,
on dörtlük dolunay aşkına incitmedim sevdamı…. İncitmedim!
İnciler getirdim sana, yağmalanmış denizlerden çıkartılmış…

Şimdi dinle!!!
Bir ömür nasıl dar ağacına çekilir…,
Bir tarih nasıl deftere not edilir…,
Bir aşk nasıl yaşanır gör..., ve öl!!!

Bu gün bir daha söylememek üzere unutuyorum bu şarkıyı… Unutuyorum…
Çünkü ben, çoktan alıştım intizârı yaşamaya. Çünkü ben inandım ki, hayat bulunan yerde kaybedilir…

Sen gönlümün ilk baharıydın. Öldün ve son oldu baharım… İstedim ki akşam sefaları gibi olsun gidişin. Sabah, yeniden çağırsın seni bahçeme… Olmadı!!!
Tercüme edilmemiş bir yığın gerçek kaldı, senden geriye…
Varsın tüm ölümlerim haziran’a ayarlansın. Varsın kalbi kadar konuşsun sahte aşıklar… Varsın hasret düşsün payıma…

Ne çıkar?

Menevşe’ler tanır kalbimi… Tanır derdimi, kalbimin yegâne sahibi…

Ey … sebebim, .....al ölümüm!
Bu veda sana… Hançeremde bıraktıklarına… Düğümlenişine zamanın…

Şimdi vakit gece. Ağlarım…

Göz yaşlarım gecenin koynunda gizlenir, sonra ki gün güneşe damlar. Güneş bir solukta can verir de, sen hâlâ kelepçelisindir gönlümde. İşte bu veda, bundandır ağırlaştırıyor seni sevmişliğimi…

Kavalım!...

Benim elzem yazgım… Ayrılığa ağıt yakmak bu amansız dile mi düştü?
Dağlar!!! Koy verin gidem… Ellerim de kan gülleriyle dönem…
Ey kavis kelimeler de titreyen kekik kokulu!
Bu veda sana…
Bu veda hoyratlığına…
Arkana bakmayışına…
Ben bu vedayı dillendiren olmayayım diye, elimden geleni yaptım.
Biliyorum… Ben biliyorum da her şeyi, ya sen…
Ancak şu bilinmeli ki, bu veda tarih attığım her güne
ve Haziran’a…
Buna şahit olsun zühre…
Ey ömrümün tüm haziran’larını karaya boyayan!
Bitmedi, daha âhüzarım var. Fazla değil, tek dileğim en az benim kahrım kadar kahırlan…

Kar tanem!!!
Bu ağır veda, hak etmemişliğine rağmen sana…

. haziran
. kaval eşliğin de,
. hazan-ı âh

Ayşe Eyyüpkoca
[/size]

49
Hikaye ve Yazılar / Seni içimden terk ediyorum..
« : Ocak 19, 2009, 09:01:19 ÖS »
Binmediğim Hiç Bir Otobüs, Beklemediğim Hiç Bir Durak Kalmadi Bu şehirde. Gittikçe Azaliyor Hayat. Neyi Erken Yaşamak Istediysem Hep Ona Geç Kaliyorum. Sana Göçüyorum Her Son Bahar. Yollarim çikmiyor Aşka. Unuttuğun Yağmurlarin Adi Saklimda.


Seni Içimden Terk Ediyorum.


Susmaktan Yoruldum.kuşlar Ve şarkilar Bu şehri Terk Edeli, Efkar Dinmiyor Gözlerimden.yaşlarim Yanağima Vurmadan öldürüyorum Gözlerimde.tam Sancağimdan Yaraliyorum Kendimi.adini Yüreğime Dayadiğim Güne Bakip,


Seni Içimden Terk Ediyorum.


Ne Unutacak Kadar Nefret Ettim Nede Hatirlayacak Kadar çok Sevdim. Yikik Bir Duvar Kadar Bile Pişman Değilsin Biliyorum.yanildiğimdin, Yandiğimdin, Yandiğim.sensizliğe Yenilmek Sana Yenilmekten Zor Olsada,ardindan Bir Sürü Belkiler Birakarak,

Seni Içimden Terk Ediyorum.

şimdi Içimde öldürecek Bir Ani Bile Bulunmayan Iki Yarim Kaldik.tamamlayamadik Biz, Elinden Tutamadik Yanlizliğimizin. Saçlarinida Uzaklarima Gömdüm. Içimin Deli Mavisi Senin Hirçin Okyanusundandi. Al Geri Veriyorum. Kilitleri Hep Yanliş Kapilara Vurdum.devrilmiş Vagonlara Dönerken Gözlerim,

Seni Içimden Terk Ediyorum.

Yarime Ulaşmayan Bütün Dallarim Kirilsin Demiştim. Ne Tuaf Değilmi, Içimi Acitanda Sendin Acimi Dindirende.. Ya öldür Beni Dedim Yada Git Benden…içi Bulanik Bir Sevdanin Içinde Seni Kaybettim. Aldirmadin Aldirmalarima. Bir Gecede Yakip Yarini şafaklara Sardin Ihanetini. Küllerime Basanlar Bile Utandi Yaptiğindan. Işte Soğuk Bir ömrün Son Nefesi.

Seni Içimden Terk Ediyorum…..

alıntı..

50
Hikaye ve Yazılar / İlk sahibinden satılık hayallerim var!
« : Ocak 19, 2009, 09:00:11 ÖS »
İlk sahibinden satılık hayallerim var!


Bir ömür kaç'a satılır?
Değeri varmıdır?
Alıcısı çıkarmı?
Ya da eldemi kalır?

Bilmiyorum. Ben ömrümü satmadımki hiç.

Ben ömrümü Hibe ettim.
Bir ömür nasıl mahfedilirse öyle mahvettim.

Üzüldüğüm hibe ettiğime değil asla. Üzüldüğüm, hibe ettiğimin ömrüme ihtiyacının olmaması.

Oysa bilseydim ömrün bu kadar yavaş, acıların ise o denli hızlı ve dayanılmaz olduğunu... Ah Bilseydim hibe edermiydim..

Yüreğimde açılmış yaralar, dilime dolanmış anlamsız bir şarkı var şimdi.

Her kelime yalan, her yürek vefasız
Can üzgün perişan, can suskun kararsız
Çek git diyor şeytan, git sessiz sedasız
Ve gittiğin zaman sanma ki,
Ağlayıp sızlarlar ardından..

Ben bu dünyadan
Dosttan, düşmandan
Aldım payımı gidiyorum
Günahlarımla, sevaplarımla
Aldım başımı gidiyorum...

Gitgide yüreğime, ince bir sızı girse
Gizli bir ateş beni yaksa da gidiyorum..


Oysa ne hayallerim vardı yarınlar için sakladığım. Her mevsim için ayrı, her sonraki mevsim için daha ayrı olan..

Mesela Sonbahar için hayallerim vardı. Alabildiğince ıslanmak yağan yağmurda. Sonrasında ise sıcak iki bardak çay...

Gelen çaylar ise hep bir bardak oldu. Hoş, zaten sonbahar yağmurlarıda hiç hayalimdeki gibi yağmadı.

Şimdi elimde yarınlar için biriktirdiğim hayallerim var. Yarınlar ise çoktan "Dün" oldu.

Peki ya hayallerim?
O kadar da biriktirmiştimki..

Sahi!!

Satsam diyorum. Satsam hayallerimi alan çıkarmı ki??
-Birinci el.
-Hiç kullanılmamış
-İlk günkü gibi
-Orijinal
-İlk sahibinden satılık hayallerim var.

alıntı

51
Şiir / ...Sen!...
« : Ocak 19, 2009, 08:58:57 ÖS »
dudaklarımdan dökülen ilk kelime;
senin adın olmalı..
son noktayı sende koymalıyım..
umuda açılan kapının/
kalbimin tek göz odasının;anahtarı sende kalmalı..
gözlerim tek sana dolmalı;
yüreğimi bir sana açabilmeliyim..
usulca sen dokunmalısın senin için çarpan bu yüreğe;
güneşle gelen her güne,
senin sesinle başlamalıyım..
kokun olmalı her çiçekten daha tatlı;
güzelliğin olmalı;
daha öte/daha duru/daha farklı..
seni görebilmeliyim,her nefes alışımda,
daima bana bakmalı o renksiz gözlerin;
benim için atmalı yüreğin..
ve benim yüreğim;
durmalı,seni anmadığımda....
alıntı...

52
Hikaye ve Yazılar / Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusu
« : Ocak 19, 2009, 08:57:49 ÖS »
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

DÜŞLERE BİLE KAR YAĞMAZDI HİÇBİR ZAMAN,
MEYDAN SAVAŞLARINDA KORKULAR, AŞKI AĞIR YARALAMASAYDI EĞER.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

DÜŞLERE BİLE KAR YAĞMAZDI HİÇBİR ZAMAN,
MEYDAN SAVAŞLARINDA KORKULAR, AŞKI AĞIR YARALAMASAYDI EĞER.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

53
DİNİ RESİMLER / Rabbiniz sizi en iyi bilendir''resimler....
« : Ocak 19, 2009, 08:54:35 ÖS »








































54
Beşiktaş / Beşiktaş, 2. Yarı Hazırlıklarına Başladı
« : Ocak 19, 2009, 08:08:04 ÖS »


Turkcell Süper Lig'in İlk Yarısında Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'la Yollarını Ayırdıktan Sonra Büyük Bir Çöküş Yaşayan Beşiktaş, İkinci Yarı Hazırlıklarına Erken Başladı. Süper Lig'in 6. Haftasında Oynadığı Ve 2 - 1 Kazandığı Hacettepe Maçından Sonra Namağlup İki Takımdan Biri Olarak 14 Puanla (Lider Namağlup Trabzonspor 16 Puan) 3. Sırada Bulunan Beşiktaş'ı, Galatasaray'ın (11) 3, Fenerbahçe'nin Da (6) 8 Puan Önünde Alan Teknik Direktör Mustafa Denizli, İkinci Yarı İçin Takımına Erken Topbaşı Yaptırdı. Tevrübeli Teknik Adam Denizli, Yönetiminde Oynadığı 10 Süper Lig Maçında Aldığı 4 Galibiyet Ve 2 Beraberlikle 14 Puan Toplayan Ve 4 Mağlubiyetle 12 Puan Keybeden Beşiktaş'ta Oyuncular, 5 Günlük İznin Ardından Bugün Bir Araya Gelerek İkinci Devre Hazırlıklarına Başladı. Basına Kapalı Yapılan Antrenman Yaklaşık 2 Saat Sürdü. İdmana Delgado, İbrahim Toraman, Rüştü Reçber, Aydın Karabulut Ve Henüz Ülkesinden Dönmeyen Cisse Katılmadı. Serdar Kurtuluş İse, Takımdan Ayrı Fizyoterapist Eşliğinde İdman Yaptı. Siyah - Beyazlı Kulübün Doktoru Ayhan Optur Delgado'nun İtalya'da, Aydın Karabulut'un Almanya'da Ve İbrahim Toraman'ın Tesislerde Tedavi Olduğunu, Ayrıca Rüştü Reçber'in De Grip Olması Nedeniyle Antrenmana Katılmayıp Tedavisinin Yapıldığını Açıkladı. Teknik Direktör Mustafa Denizli Yönetiminde Yapılan Antrenman, Takım Halinde Kondisyon Koşusu İle Başladı. İdman, Tek Pas Çalışmasının Ardından Yapılan Yarım Sahada Çift Kale Maçla Sona Erdi. Beşiktaş, Yarın Sabah Basına Kapalı Yapacağı İdmanla Hazırlıklarını Sürdürecek. (Cihan)

55
Galatasaray / GALATASARAY'DA İKİNCİ YARI HAZIRLIKLARI BAŞLADI
« : Ocak 19, 2009, 08:05:41 ÖS »


galatasaray, İkinci Yarı Hazırlıklarına Bu Sabah Florya Metin Oktay Tesisleri'nde Yaptığı Antrenmanla Başladı. İkinci Yarının İlk Antrenmanına İzin Olan Harry Kewell, Shabani Nonda ve Lincoln ile Dün Gece Trafik Kazası Geçiren Arda Turan Katılmadı.
 
Galatasaray, ikinci yarı hazırlıklarına bu sabah Florya Metin Oktay Tesisleri'nde yaptığı antrenmanla başladı. İkinci yarının ilk antrenmanına izin olan Harry Kewell, Shabani Nonda ve Lincoln ile dün gece trafik kazası geçiren Arda Turan katılmadı.

Teknik Direktör Michael Skibbe yönetiminde yapılan çalışmada oyuncular ısınma hereketlerinin ardından aerobik dayanıklılık koşuları yaptılar. Takımla birlikte düz koşuya katılan Hasan Şaş ve Emre Güngör daha sonra tedavileri için salona geçtiler.

-KAZA GEÇİREN ARDA ANTRENMANDA YOK-

Sarı-kırmızılı takımın yıldız futbolcularından Arda Turan'ın, dün gece bir trafik kazası geçirdiği açıklandı. Genç futbolcunun tedbir amaçlı olarak bugünkü antrenmanlara katılmayacağı, yarın ise takımla birlikte antrenmanlarda yer alacağı ifade edildi. Bu arada U-18 Milli Takım kampında bulunan Semih Kaya antrenmanda yer almazken Orkun'un tedavisine ise devam edildi.

Galatasaray, akşam saatlerinde basına kapalı yapacağı antrenmanla hazırlıklarına devam edecek. (CİHAN)

56
Kanser / Sigaradaki 48 yıllık zehirli sır
« : Ocak 18, 2009, 09:38:10 ÖS »
Sigaradaki en tehlikeli madde 48 yıl saklandı. Bu element 2 yıl önceki bir suikastte gündeme gelmişti.



Fransız Le Figaro gazetesine göre, Philip Morris, RJ Reynolds, Bristish American Tobacco gibi sigara devleri, tütün yaprakları, sigara ve tütün dumanında bulunan radyoaktif ve kanserojen polonyum 210 elementinin (210Po) varlığını 1960’lı yıllardan bu yana bilinçli olarak gizliyorlar.

ÇALIŞMALARIN YAYIMLANMASI YASAKLANDI

ABD’li bilimadamlarının sigara üreticilerinin gizledikleri söylenen bin 500 belge üzerinde yaptığı araştırmaya göre, polonyum 210 elementinin kanserojen yapısı bilinmesine rağmen, ekonomik çıkarlar nedeniyle her şey gizlendi, yapılan laboratuar çalışmalarının yayımlanması da yasaklandı.

Alfa radyasyonu yayan polonyum 210 elementinin solunum yoluyla akciğer kanserine neden olduğu biliniyor. Bilimadamları günde 30 sigara içmenin yılda 300 akciğer rontgeni çektirmekle eşdeğer olduğunu söylüyorlar.

Polonyum 210’un sigara dumanında bulunması ise tütün üretiminde fosfatı zengin gübre kullanımından kaynaklanıyor. Bu fosfat, radyum ve polonyum içeren kayalardan çıkarılıyor. Sigara tütününün bilinen özel tadının da tütün yaprağındaki azot oranını azaltan fosfatlı gübreden kaynaklandığı belirtiliyor.

Araştırma, Philip Morris firmasının 60’lı yıllardan bu yana polonyum 210’un tütünü zehirlediğini bildiğini, firmanın 70’li yıllarda radyoaktiviteyi azaltmak için tütün yapraklarını özel bir solvent kullandığını, ancak tütünün aromasını yok ettiği için bu işlemden vazgeçtiğini de gösteriyor.

AJANI POLONYUM 210 ELEMENTİ İLE ZEHİRLEMİŞLERDİ

Sigaranın içinde bulunduğu kanıtlanan polonyum 210 elementi, 2006 yılında eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun Londra’da zehirlenerek öldürülmesiyle de gündeme gelmişti.

Gazete bu iddiayı, bilimsel Amerikan Halk Sağlığı Dergisi’nin Eylül sayısında yayımlanan bir araştırma analizine dayandırıyor.

57
Dinlemek için...


http://www.dailymotion.com/related/x7xaaj_musa-glah-ek-git-bebeim-uzaklara-be_music/video/x7ug4o_ek-git_shortfilms
Çook Güzel performans

SÖZLERİ:

Döndün gittin bir hoşça kal demeden
Şimdi bakarım ardından yalnızım ben

Bebeğim sabah akşam yanındaydım
Hep çevrendeydim gördüklerime inanamadım
Keşke yanılsaydım sensiz olurum deme
Unutma camın altında beklediğin günleri
Hatıraları sakın unutayım deme o günleri
Seni çok ama çok seviyorum ama diyemem artık dön geri

Bebeğim sen benim her şeyimdin gözümün nuru
Şuurumu kaybettim ben sensiz yaşamak yanmaktan da beter
Bunu hakketmedim ben
Çoğu kişi demişti zaten bu kız seni şöhret için,lüks hayat için satar
Sen sevmedin kızım sevdirdim ben severim hem de Allah'ına kadar

Geriye kalan sadece anılar
Meleklere derdimi anlatsam hepsi ağlarlar
Yanarlar tabi eğer ortada bir ayrılık söz konuysa
Oysa ben ağlar sanki rüyadayım biri galipte beni keşke kaldırsa
Bebeğim o kadar çaresizim ki
İnan aşkımızın karanlık yollarında bir kedi gibi
Deli gibi aşığım ben sana
Seni aldatan ölsün hadi gel yanıma
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce nice kuşlar gördüm
Kırılmış kolu kanadı
Yeryüzü çekildi ayaklarımın altından
Gökyüzü düştü başıma aynen bir taban gibi

Sen dur yavaş yavaş her tur
Bana derler berduş
Bazen ağlarım yani bana gel öyle istemiyorsan güle güle
Tane tane katre katre aktı gözyaşlarım
Kör gözlerim seni özledim
Caddeyi gözledim,gözlerim kapalı kalbim yaralı
Yani bana küstün sen beni üzdün
Düzdür senin yolların
Seni kolladım kollarım bağlı
Kulağım sağır sen yoksun bebeğim neye yarar
Bu beden seni arar sensin elbet delisiyiz arar
Senin elinde karar benim kalbimde yara
Benim elimde yüzük bak bebeğim ne hale düştük
Ne namertler gördük mum gibi söndük
Canlı canlı gömüldük,emildik sövüldük,yenildik,süzüldük

Ararım seni bu yollarda yapayalnızken
Yanar bu yüreğim bebeğim sensizken
Ararım seni bu yollarda yapayalnızken
Yanar bu yüreğim bebeğim sensizken

Dolaşır birbirine gördün ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamadım
Nereye gitsem el koyuyor acıların
Buluştuğumuz yeri görünce hemen ağladım
Nereye baksam çıldırtan moral bozan bir akşamdı
Ne garipti bu ayrılık günleri
Düşmandan da ayrılsam içim yanıyor
Tuhaf oluyor insan
Ecelin gelmesine gerek yok
Sen aldın canımı
Yarını düşünmeden sen kapattın kapını
Canımı verirdim senin için
Yalanmış dolanmış koynumda beslediğim bir yılanmış
Sevip kıyamadığım bebeğim bir nankörmüş
Yediveren güller solmuş orası şimdi çölmüş
Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerimin önünden
Kıyamet koptu ay tutuldu sen farkında değilken
Senin yüzünden yaprak yemyeşilken
Nefret ediyorum ayrılık gününden
Senin önünden eskiden geçerken istekle geçerdim
Şimdiyse yere bakarak gökyüzüne suratımı asarak geçiyorum
Fotoğrafları yakarak mutlu oluyorum
Boş ver kendimi salak gözüyle özgürlüğe kavuşuyorum
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum

Çek git bebeğim uzaklara çek git
bavulunu topla bebeğim.çek git
Seni sevdim bebeğim her zaman bunu unutma
Sen her zaman kalbimdesin
Ruhun yanımda


58
DİNİ HİKAYELER VE YAZILAR / Filistin’de Düğün Var
« : Ocak 16, 2009, 12:24:27 ÖÖ »

İsrailli Çocuk:Babam dedi ki, Siz Arablar şeytansınız, teröristsiniz, hayvansınız!!
Filistinli Çocuk, Babam bana hiç bir şey demedi, sizinkiler Öldürmüş!!


Filistin'de Düğün Var Anne. Ama Ben Gidemiyorum…Filistin'de düğün var anne…
Firdevs, kapılarını ardına kadar açmış
konuklarını ağırlıyor…
Yahudi namlusundan çıkan her bir kurşun
düğün davetiyesi olarak düşüyor göğüslere…
Filistin'de toplu düğün var anne…
Varsayın ki yanınızdayım demekle olmuyor biliyorum…
Nisa-75'i hatırlatma n'olur!
Mazeretlerim var…
Ben kadın değilim… Yaşlı da değilim…
Çocukluğu terk edeli yıllar oldu…
Dedim ya mazeretlerim var…
,,,
Seninle büyütmediler Filistinlim…
Seni sevmek neyi gerektirir?
Anlatmadılar…
Uzaktan sevmekle olmuyor…
Dualarım sizinle demek de olmuyor…
,,,
Firdevs düğünleri kanlı olur biliyorum,
Barut kokularıyla uğurlanır gelin ve damat adayları…
Orda olmak lazımdı, farkındayım…
Dedim ya mazeretlerim var…
,,,
Evladını firdevse uğurlayan bir anne neden ağlar?
Annen bana ağlar Filistinlim, bana ağlar…
Varlığım acı verir annene…
Annen sensiz kalırken, ülkemin yazarları
öfkelerini makalelere kusacaklar…
Kahrolsun diyecekler yahudilere…
Oysaki 'kahrolsun! Kurşunu' ne öldürür ne de yaralar…
Ümmetin gazını almaktan öteye geçmeyeceğini de biliyorum…
,,,
Memleketinden yükselen her bir çığlık
Nisa–75 olarak düşer memleketime…
Ne ben farkındayım ne de hocalarım farkındalar…
Sen firdevs'in nüfusuna artı bir olarak düşerken
ben burada sırasını bekleyenlerden olur muyum acaba?
Bir gözüm Ahzap–23 de, diğer gözüm Nisa–74 de…
,,,
Seni sevmek neyi gerektirir?
Bunu bana anlatmadılar Filistinlim…
Klavye… Kalem… Yürüyüşler merhem olmuyo farkındayım…
Ne zaman ki 'madde in İsrail'markalı davetiye düşer memleketime
İşte o zaman anlarım acılarını…
,,,
Düğününe katılamadım;
Var say ki tembelim…
Var say ki korkağım…
Var say ki kardeşlik ruhum yerle bir…
Var say ki dünya hayatı aldattı…
Var say ki ölümden korkuyorum…
Var say ki cihadına küçük diyenlerden oldum…
,,,
Var sayma n'olur…
Sen ki ebedi hayatı kazananlardan oldun…
Ben ise ağzı açık bi şekilde firdevsteki hayatını okuyorum…
N'olur gir rüyalarıma ve bana Al-i İmran 170'i oku…
Buna çok ihtiyacım var…
------------------------------------------------------
Rabbim Filistinli kardeşlerimizin şehadetini kabul etsin ve
kalplerimizdeki ölüm korkusunu çıkartsın. Âmin…

59
Yönetim Duyuruları / Konu açmaya ve mesaj yazmaya dikkat edin...
« : Ocak 14, 2009, 12:00:58 ÖÖ »
Arkadaşlar konu açarken konularınızla ilgili bölüme konu açınız veya bölümü bulamaz iseniz admin veya mod'lardan konunuzun ilgili bölüme taşımasını isteyiniz... ve acılmış konunun altına konuyla ilgili veya yakın şeyleri yazınız..konuların altına slm,nbr.mrb,a.s gibi şeyler yazmayınız...zaten tanışma ve selam bölümüz bulunmaktadır...eski ve yeni üyelerimiz temiz,tertipli,düzelli paylaşım için bunlara riayet gösterelim...Herkese şimdiden teşekürederim...

60
DİNİ BİLGİLER / GERÇEKTEN ONLARDANMIYIZ
« : Ocak 12, 2009, 08:45:08 ÖS »
Onlar;
"Allah'ın Adı Anıldığı zaman Kalpleri ürperir."
(Enfal-2)


Onlar;
"Allah'a asla şirk koşmazlar."
(Furkan-68)


Onlar;
"(Her türlü) Zinaya asla yaklaşmazlar."
(Furkan-68)


Onlar;
"Namazlarını Huşu içinde Ve Dosdoğru kılarlar."
(Mü'minun-2)


Onlar;
"Boş şeylerden tümüyle yüz çevirirler."(Mü'minun-3)


Onlar;
"Mallarıyla Ve Canlarıyla Cihad Ederler."
(Tevbe-20)

Onlar;
"Cahillerle asla tartışmazlar."
(Furkan-63)


Onlar;
"Kınayıcının kınamasından Hiçbir zaman korkmazlar."
(Maide-54)


Onlar;
"Emanetlerine ihanet etmezler."
(Mu'minun-8)


Onlar;
"Söz verdiklerinde sözünde dururlar."
(Bakara-177)

Onlar;
"Yetimin hakkını kesinlikle yemezler."
(Nisa-2)


Onlar;
"Yolda kalmışlara yardım ederler."
(Bakara-177)

Onlar;
"insanların kusurlarını affederler."
(Ali imran-134)


Onlar;
"Yalnızca Allah'a dayanıp güvenirler."(Mücadele-10)

Onlar;
"Yeryüzünde Alçak gönüllü olarak yürürler."
(Furkan-63)


Onlar;
"Yoksulluk yüzünden evlatlarını öldürmezler."
(En'am-151)


Onlar;
"Hakk'ı bile bile gizlemezler."
(Bakara-42)


Onlar;
"inananlara 'Sen Mü'min değilsin' demezler."
(Nisa-94)


Onlar;
"Namuslarını (ırzlarını) korurlar."
(Mü'minun-5)


Onlar;
"Anne Ve Babalarına öf Bile Demezler."
(isra-23)

Onlar;
"Kötü zandan ve gıybetten kaçınırlar."
(Hucurat-12)


Onlar;
"Ahidlerine (Sözlerine) sadıktırlar."
(Mü'minun-8)


Onlar;
"Zekatlarını Hakkıyla Verirler."
(Bakara-177)


Onlar;
"Mü'minlere karşı alçak gönüllüdürler."(Maide-54)

Onlar;
"Darlıkta ve bollukta da infak ederler."
(Ali imran-134)


Onlar;
"Gerçekten felaha kavuşanlardır."
(Mu'minun-1)


Onlar;
"Allah'ın ayetlerini az bir menfaatle değiştirmezler."
(Ali imran-199)


Onlar;
"Rasullerden hiçbirini birinden ayırt etmezler."
(Bakara-136) 

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 37