İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - morfeine

Sayfa: 1 ... 33 34 [35] 36 37 ... 39
511
ByKuS.org da görev almak ister misiniz? / Ynt: Mod alımı
« : Mart 01, 2008, 02:29:28 ÖS »
tşk dikkate alındığım için ben site için elimden gelenin en iyisini yapacağıma dair sizlere söz veriyorum  :ok :ok :ok

galiba yavaş yavaş sizlere verdiğim sözleri yerine getiriyorum ve dewamda edeceğim hepimiz birimiz birimiz hepimiz için sloganımız bu  :ok :ok :ok

512
Bayanlara Özel / erkeklerin girmesi yasakmış :D
« : Mart 01, 2008, 02:26:06 ÖS »
ee ben girdim nolcek şimdi :D zaten yasaklar değilmidir çiğnenmek için uygulanan :D benim gibi düşünen erkekler yazsın baskın yapalım kızların mekanına kihkihkih  :kat :kat :kat :kat

513
Beşiktaş / Dolmabahçe'de Derbi Heyecanı
« : Mart 01, 2008, 02:07:41 ÖS »

 
 Turkcell Süper Lig'in 24. Haftası Yarın Dev Bir Maça Sahne Olacak.

 
Turkcell Süper Lig'in 24. haftası yarın dev bir maça sahne olacak.
Ezeli rakipler Beşiktaş ile Galatasaray, ligin zirvesini etkileyecek derbi maçta Dolmabahçe'de karşı karşıya gelecek.

BJK İnönü Stadı'nda saat 19.00'da başlayacak ve Lig TV'den naklen yayınlanacak maçı hakem Bünyamin Gezer yönetecek. Gezer'in yardımcılıklarını Erhan Sönmez ile Mustafa Sönmez yapacak. Dev maçın 4. hakemi ise Barış Şimşek.

 
Derbi maçta ayrıca hakem gözlemciliğini Hamdi Kutval, federasyon temsilciliklerini ise Avni Özcan ile İ.Hakkı Köklükaya yapacak.

Ezeli rakipler, hazırlıklarını basına kapalı yapacakları idmanlarla tamamlayacak.

Bu sezon deplasmanlarda Beşiktaş ile birlikte en çok puan toplayan takım olan Galatasaray, Fenerbahçe'yi Fortis Türkiye Kupası'ndan elemenin moraliyle çıkacağı BJK İnönü Stadı'ndaki derbiyi de kazanarak, liderliğini sürdürmek amacında.

İç sahadaki son 4 lig maçını da 3 puanla kapatan, ancak hafta içinde Fortis Türkiye Kupası'na veda eden Beşiktaş ise, büyük taraftar desteğiyle oynayacağı derbiyi kazanmayı amaçlıyor. Siyah-beyazlılar, Fenerbahçe'nin de bu akşamki Ankaragücü maçında puan yitirmesi halinde, uzun bir aradan sonra ligde liderlik koltuğuna oturmanın planlarını yapıyor.

Turkcell Süper Lig'de 4 yıldır liderlik koltuğuna oturamayan siyah-beyazlılar, Galatasaray derbisini kazanmaları ve Fenerbahçe'nin de Ankara deplasmanında puan kaybetmesi halinde tam 137 lig haftası sonra liderliği ele geçirecek.

Beşiktaş, Turkcell Süper Lig'de en son 2003-2004 sezonun 22. haftasında, 29 Şubat 2004 tarihinde liderlik koltuğunda bulunuyordu. Siyah-beyazlılar, 23. haftada İstanbulspor'a Boliç'in golleriyle 2-1 yenilince, liderliği ezeli rakipleri Fenerbahçe'ye kaptırdı, daha sonra da 137 lig haftası boyunca liderliğe hasret kaldı.
 

koyu bi bjk li olarak takımımı sefiorum :D

514
konuyu ben açtım sıra sizde bende valla adminin çırağı var ama bakıyom bakıyom aklıma bişee gelmiyo hatırlıcak :D

515
En Utandığınız An / benim en utandığım an :D
« : Mart 01, 2008, 02:00:03 ÖS »
2 sene önce kadar kız arkaşımla ist taksim meydanında gezerken güvercinin gelip üzerime pislemesi :D
 ve benim o anda üzerimde fazla  paramın olmayışı yeni bi elbise alamamam eve kadar o şekilde gitmem :D

516
Fox ekranlarında haftada dört gün ekrana gelen "Şansa Bak" yarışmasının sunucusu Ahmet Çakar’la oyuncu Ozan Güven arasında ilginç diyalogların yaşandığı işte o anlar…

 

Dün akşam bir balıkçıda karşılaşan Ozan Güven yan masasında oturan Ahmet Çakar’ın yanına giderek “Hocam sizi Cem Yılmaz’la birlikte hemen hemen her gece büyük bir keyifle izliyoruz. Benim ve Cem’in merak ettiği bir şey var. Yayına çıkmadan önce bu kadar pozitif enerjiyi nasıl depoluyorsunuz?”

Bu ilginç soruya Ahmet Çakar gülerek teşekkür ederken “Doğal halimde böyle. Herhangi bir enerji toplamama gerek yok” yanıtını verdi…

 

Bu arada bir ilginç iddia…

Cem Yılmaz’la Ahmet Çakar’ın önümüzdeki günlerde aynı projede yer alacağı öne sürüldü.


alıntıdır...

517
Şiir / (son defa gel) benim favori şiirim ;)
« : Mart 01, 2008, 01:53:19 ÖS »
Bir çocuğum adını heceliyorum,
Kağıtlara adını dolduruyorum,
Bir vurgun yaşadım ama
Gene de ayakta durmaya çalışıyorum...

Bu mekan neresi?
Terketmekte neyin nesi,
Unutturdun bana her şeyi,
Tanımıyorum kimseyi,

Bak gene elimi uzattım sana,
Nefes alamıyorum anla,
Aşkınlayım bekliyorum yana yana,
Ölecek yoksa,gel sahip çık şu cana...

Tenin tenime değdiğinde can gelecek,
Sen gelmezsen, Azrail'e can verecek,
Bu kalp seni dursa da sevecek,
Gel son defa olsun
Belki de bu gözler seni son defa görecek?

Nurgül Gündoğdu

alıntıdır...

518
Erkekler Kahvesi!.. / Adım Adım Kız Tavlama Sanatı
« : Mart 01, 2008, 01:48:20 ÖS »
 
 
Kızlarla bir arada bulunun
Kahvede pişpirik ya da altmışaltı oynayarak kız tavlanmaz. Kız tavlayabilmek için onlarla tanışabilmek, tanışabilmek için de onların bulunduğu yere gitmek, doğacak her tanışma fırsatını iyi değerlendirmek, hatta bu fırsatı yaratmak gerekir.

Kadın piyangodan çıkmaz. Emekle çabayla elde edilir. Göstereceğiniz ilk çaba kızların nereye gittiğini araştırmak olmalıdır. Ne demiş ünlü Latin şairi Ovidius:

Bilir avcının iyisi nerede tuzak
kurulur karacalara
Bilir bilmesine hangi boğazda
vurulur azgın domuz
Kuş kuşlayan bilir dizim dizim
kuşlar nereden gelir.
Bunlar gibi senin de
Bulup çıkarman gerek
kızların kaynağını.


Kendinize güvenin
Kendinize güvenmeniz, yalnız kız tavlama konusunda değil, hayatın bütün alanlarında başarıya ulaşmanızın önşartıdır. Korkulanın başa gelmesi, çoğu zaman, kendine güvenin bulunmayışından kaynaklanır. İlkokul kitaplarında anlatılan küçük bir hikâyeyi hatırlayalım: Süt dolu kaba düşen iki kurbağadan, kendine güvenmeyen, kolayca umitsizliğe kapılan kurbağa boğulmuştu. Sizin de hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmamanız ve devamlı mücadele etmeniz gerekir. Ki, sadece bu bile kızların size hasta olmasını sağlayabilir. Kaldı ki sosyal hayattaki başarıyla cinsel başarı arasında paralel bir ilişki vardır. Birini başaran öbürünü de başarır. Çünkü ikisinin temelinde de yukarıda saydığım "erdem"ler bulunmaktadır.

Neden umutsuzluğa kapılasınız ki? Dünyadaki ve ülkemizdeki kadın - erkek sayıları aşağı yukarı eşittir. Her erkeğe bir kadın düşmektedir. Kör, topal ya da sağır da olsanız. Sizin de kısmetiniz çıkar! Yine, ünlü şair mısralarında;

Kesilmesin umudun, gün gün
alıştırılır at boyunduruğa
At yavaş yavaş koşuma
Sürtünür de aşınır demir
Toğrağı sürtmekle yıpranır
saban demiri
Ne var taştan katı?
Ne var sudan uysal?
Bak nasıl aşındırır taşı.

diyerek de ne güzel anlatmış.


İlk adımı siz atın
Her ne kadar kadınlar kabul etmese de erkek üstünlüğüne dayanan bir sosyal ortamda yaşıyoruz. Erkek üstünlüğü kadını geriletmiştir ister istemez. Bu da kadınların pasif olmasına yol açmıştır. Sonradan da tabi bu pasifliğin kadının doğasından geldiği ileri sürülmüştür. Bereket versin ki bunun böyle olmadığı bugün biliniyor. Fakat kadının cinsel istek göstermesi bugün bile ayıp sayılıyor. Oysa hiç bir kadın cinsiyetsiz değildir. Cinsel istek duymak ve bunu belirtmek elbetteki hakkıdır. Ama yine de ilk adımı siz adın. Nasıl mı? Hoşlandığınız kızın arkadaşlarıyla arkadaş olabilirseniz, hedefe yaklaştınız demektir. Bundan sonra sabırla tanıştırılmayı bekleyin ve her zaman konuşmaya hazır bir şekilde tetikte bekleyin. Söz gelişi, kız durakta mı bekliyor? Hemen ona duraktan hangi otobüslerin geçtiğini sorun. Ya da bitişik masanızda afet mi afet mi bir kız mı oturuyor? Hemen ona havanın güzelliğinden bahsedin. Bir kadın size bir şey mi sordu? Sakın bilmiyorum demeyin. Bu ilk adımı atabilirseniz, konuşmanın devamını da istediğiniz yöne çeker ve sürdürürsünüz. Süslü püslü sözler kullanmayın. Bu sizin kendinizi göstermek istediğiniz anlamına gelir ki, belirtilmesi gereken sizin öneminiz değil, karşınızdakine verdiğiniz önemdir.

Yine ünlü bir yazar, ?Kadınları güldürebilmeyi öğren. Kadına kahkayı attırabildin mi, karyola gıcırtılarına dönüştürebilirsin fıkırdamasını? diyerek bizlere nasihat ediyor.



Her fırsatta kadına dokunun
Bir ilişkinin kurulmasında gözden ve sözden sonra sıra "el"e gelir. Her fırsatta elinizi kullanmalısınız. Bir caddeden mi geçiyorsunuz, arabalar çiğnemesin diye kızın elinden tutmalısınız. Otobüsten inerken, elinizi sırtına koyarak ona yol vermelisiniz. Bir masada otururken yüzüğünü çok beğendiğinizi söylemeden önce, yüzüğü daha yakından görmek için kızın elini avucunuzun sıcaklığına almalısınız.

Yine Ovidius diyor ki:
Bak, bir de eteği düşmüş,
değmişse yere
derleyip topla, kaldır yerden,
Gözden ayırma, tozlanmasın iyi bak
Ödülür bu yaptığın en azından
kızın çıplak bacaklarını görmek.


Yalanlar söyleyin
Cinsel birlikteliği en az erkekler kadar kadınlar da arzulamaktadır. Fakat, kadınlar yine de hoş bir erkekle karşılaştıklarında ondan kendilerini uzak tutmak için arkadaş olmanın, arkadaş kalmanın erdemlerinden bahsederler. Bilirler ki, erkek üstelerse, kendilerine söz geçiremeyecek, teslim olacaklardır. Bu nedenle de kadınlara her türlü vaadde bulunmakta çekinmeyin. Onlarda özellikle yalana inanmak konusunda müthiş bir yetenek ve istek vardır. Kaldı ki ne kadar yalan söylerseniz söyleyin, bütün yalanlarınızın altında, o kadına duyduğunuz sevginin gerçekliği, içtenliği bulunmaktadır.

Yaz, tatlı diller dök,
anlat yana yakıla
Kim olursan ol,
durumuna bakma aldırma.

Yumuşatır tanrıların bile
hıncını yakarışlar.
Söz ver bol bol, ne gider elinden?
Kim olsa zengin olabilir
söz verme konusunda.
Umutlar avutur, oyalar
kişiyi uzun uzadıya
Tanrıça aldatırsa, kadın ne yapmaz?


İltifat edip, hediyeler verin
İnsanoğlu beğenilmekten, övülmekten hoşlanır. Beğenilip övüldükçe otokritikliğini yitirir. Bu, elbette ki kadınlar için de böyledir. Kadın daha çok ilgi ister, daha çok taktir bekler. Hayatını bunun üzerine kurmuştur. Bu ilgi ve taktir, yalnız sevgi bağlarının kurulması için değil, sürdürülmesi için de gereklidir. Sevgi de her şey gibi doğar, büyür ve ölür. Onu uzun ömürlü kılacak şeyler ilgi, taktir, iltifat ve hediyelerdir.

Benzet gözü şaşıları Venüs'e
Kızıl saçlıyı Minerva'ya
İnce, uzun boyluyu fidana.
Cana yakın bul iri kıyımlısını,
Güzel deyiver,
öv güzel olmayan yanını
Yaşını sorma, araştırma doğum yılını.


Kadına uyun
Günümüzün kadını kendisini erkeğe uydurmak zahmetine katlanmıyor; kendisine uyacak erkeği arıyor. Kadınların bir erkekten ayrıldıktan sonra adamın kendisini anlamadığını öne sürmesi de bundan kaynaklanır. O yüzden kadınları anlamaya çalışın. Anlamıyorsanız da anlıyor gibi görünün. Onun sevdiği artisti sevin. Dinlediği plakları dinleyin. En sevdiğiniz renk onun da en sevdiği renk olsun. Ve onun her fikrine katılın. Bunun tam tersi durumlar olsa olsa dikkat çekmek için olabilir. Fakat burada da dikkat edilmesi gereken husus, kadının sizi ikna etmeye çalışmaya başladığı andan itibaren sona ermelidir. Unutmamak gerekir ki kadınlarla tartışan erkekler, genellikle kadınlarla ilişki kuramayanlardır. Tartışma onları bir arada bulundurur. Ya da bir arada bulunmak için tartışırlar.


Sabırlı olun
Atalarımız "Sabırla koruk helva olur" demişler. Sabır, bu kadar imkansız bir şeyi bile gerçekleştirebilecek güçtedir. İşte, bir kadını da elde etmek genellikle sabır isteyen meşakkatli bir süreçtir. Bunun çeşitli sebebleri vardır. Hoşlandığınız kadın başkasıyla birlikte olabilir. Durum böyleyse diğer ilişki bitinceye kadar ona karşı ilginizi sürekli canlı tutmalısınız. Çoğu erkek böyle bir durumla karşılaştığında ilgisini sürdürmeyi bırakır. Bu yanlıştır. Çünkü kadının ilişkisi bir noktaya geldiğinde zayıflayacak ve kadın bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Ya ilişkisini sürdürecek ya da siz ilginizi canlı tutmaya devam ediyorsanız sizinle birlikte olmaya başlayacaktır. Bir kadını elde etmenin sabır işi olmasının bir başka sebebi de, cinsel ilgi ve arzunun zamanla olgunlaşmasıdır. Olgunlaşmanın zamanı ve hızı her kadına göre değişir. Ama ne kadar değişirse değişsin, bu hız daima erkeğinkinden daha yavaştır. Mâhsulünü yazın alacak bir bahçıvan gibi sabırlı olmalısınız. Bu bir ay, bir mevsim hatta bazen yıllarca da sürebilir. Sizin bu ilginiz aynı, suyun taşı aşındırması gibi onun da direncini aşındıracaktır. Üstelik, bu kadar uzun süre ilginizi belirtmeniz, öteki erkekler gibi geçici bir hevesle, sırf isteklerinize alet etmek istemediğiniz gibi de bir sonuç çıkaracaktır. Ve unutmamak gerekir ki "ele geçmez, yola gelmez sevilen tüm kadınlar."


Üsteleyin
Şimdiye kadar gördük ki kadın istekle yanarken ?hayır? diyor. Direniyor, kaçıyor. Yine gördük ki kadın, aldatılmaktan, güvensizlikten, yasaklardan kaçıyor; Kaçarken de sevgiye, güvene koşuyor. İçgüdüleri ona ?yap?, mantığıysa ?yapma? diyor. Bu nedenle ona sevgi göstererek, güven vererek ısrar etmeli, içgüdü ve mantık çatışmasından içgüdüsünün galip çıkmasını sağlamalısınız.

Kim bilge olur da
öpücükler katmak istemez
Tatlı sözlerine bu konu da,
çekinme öpmekten,
Seni bir öpen olmasa bile
İlkin karşı kor kadın:
?Çok kötüsün? der.
Görürsün karşı koymakla
yenildiğini de,
İncitme sakın incecik,
güzelim dudaklarını,
Yakınmasın kabaca davranışlarından
Bir öpücük alıp ardını getirmeyen
Yıkmış demektir yaptığını
kendi eliyle.
Aşırılık değildir öpüştükten
sonra işi sürdürmek.
Utanılacak bir yönü yoktur
onlarca bu işin
Severek katlanır baskıya kadın,
göster gücünü.
Yürekten isterler ezilmeyi sıkılmayı
Sevişirken içini açar kadının ezilmek
Bayılır tadına sıkılmanın ezilmenin
Bir gülüş belirir yüzünde,
acı doğar içinde,
Gönlünü yapmayınca, sızlar yüreği

Her şey olsun ister kadın, ama kendi elinde olmadan. Her zaman bir suçluluk duygusu içindedir ve bunu başka bir şeyin, başka birisinin üstüne atmak isterler. O yüzden "hayır!" sözcüğüne tıka kulaklarını.


Size güvenmesini sağlayın
Bir kadının size güvenmesi sizin kendinize güvenmeniz kadar kadar önemlidir. Sizin hiç kimseyi değil, sadece ve sadece onu istediğinize, ilişkinizi çevreye yaymayacağınıza, onu yüzüstü bırakmayacağınıza, zayıf anlarında ona destek olacağınıza inanması ve bu konularda size güvenmesi gerekir.


Kadınlarla arkadaş olmaya kalkmayın
Kız tavlamanın kurallarından biri de "Ani taarruz, kat'i neticedir." Cinsellikten utanan kendisine güvenemeyen erkekler, "önce bir arkadaş olayım, sonra her şeyi söylerim" diyerek kadın üzerindeki isteklerini belirtmekten kaçınırlar. Bu çekingenlik arkadaşlık süresince de devam ettiğinden hiç bir zaman söyleyemezler. Söyleseler bile, onlar artık kadın için erkek olmaktan çok uzaktır. Bu nedenle de reddedilirler ve hatta arkadaşlıklarını da kaybederler.

Ateşle barut yan yana durmaz sözü, sadece barutla ateş arasındaki ilişkinin sonucunu değil, süresini de belirtir. Cinsel bir sonuç elde etmek istiyorsanız, kadına karşı yaklaşmanızın da cinsel olması gerekir. Unutmayın ki bir kadın hoşlanmadığı bir adamla sokakta dahi yan yana yürümez. Eğer sizi arkadaş çevresine almış, sizi de arkadaş olarak bellemişse, demiri tavında dövmeniz gerekir.


Kıskanmayın
Kıskançlık erkeğin boynuna takılan hızma gibidir. Kadın, kıskanan erkeği dilediği yere çeker götürür, ocağına incir ağacı diker. Dikkat edilirse kıskanılan kadınlar genellikle havai mizaçlı kadınlardır. Böyle bir kadına duyulan sevgiyle onu kaybetme korkusunun ürünüdür kıskançlık. Bu güçsüzlük, kadını kendinize bağlayamamış olmanız ya da onu kaybettiğinizde yenisini bulamayacağınız korkusunu dile getirir. Oysa, kadın sivilce gibidir. Kendi haline bırakırsanız, kolay iyileşir. Durmadan onunla oynarsınız azar, kıskançlık gibi deva bulunmaz bir illet olur. Kadın, güvercinler gibi uçup gitmek, gökyüzünde vakit geçirmek akşam olunca da kümese dönmek ister. Kıskançlık yüzünden buna izin vermeyen erkek, kadının havasızlıktan boğulacağını, sonunda büsbütün kaybedeceğini bilmelidir. Ayrıca şunu da bilmelidirler ki, kadın bir şeyi aklına koydu mu yapar. Hiçbir şey engel olamaz ona. Asıl mesele, ona engel olmak değil, sizinle ilişkisinin devam etmesidir.


Kadını eve götürmesini bilin
Kadın cinselliği içgüdüsel olarak istemekte fakat mantıksal olarak istememektedir. Bu bakımdan sürekli bir bocalama içindedir. Bunun için de kadını eve götürmesini bilmek ayrı biri incelik ve teknik isteyen bir iştir. İlk öncelikle uygun zamanı kollamak gerekir. Kadının yatağa gitmeden önceki bütün aşamalardan geçmesi gerekir. Daha önce elini dahi tutmadığınız bir kadını eve götürseniz bile, bir sonuç almanız süphelidir. Ya da kadının çok az vakti varsa, kapıdan girer girmez saldıracak da değilsiniz.

Kadın ne kadar hazır olursa olsun, "hadi eve gidelim" denildiği zaman itiraz eder. Bu nedenle de bu sözün hemen arkasına onun merak ettiği bir şeyi göstermek ya da dinletmek istediğinizi eklemeniz gerekir. "Hadi eve gidelim. Sana pul koleksiyonumu göstereyim." vb.

Kadın günah saydığı davranışı seve seve tekrarladığı halde, bunun sözle ifadesini asla istemez (...) Hatta tersler erkeği, koyu ahlakçı kesilir.


Sonsöz:
İnsan mizacı kişiden kişiye değişir. Bu bakımdan elde edilmek istenen kadının mizacı kadar yukarıda anlattığımız taktikleri uygulayacak kişinin mizacı da başarıyı ya da başarısızlığı tayin edecektir. Başarısızlık halinde göz diktiğiniz kadını elde etmekten vazgeçip, çevredeki diğer kadınların peşine düşmek gerekir. Sürekli başarısızlık asla söz konusu olamaz. Eğer kendinize has bir yol tutturmuşsanız burada yazılanları uygulamaya çalışmanız boşunadır. Çünkü, nasıl her kadının kalbine giden bir yol varsa, her erkeğin de kendine ait yolları vardır. Şüphe yok ki, bilmek ve yapmak ayrı şeylerdir. Bu nedenle de artık bildiklerinizi, öğrendiklerinizi uygulamaya başlamanın zamanı geldi.

alıntıdır...


NOT:(BEN BÖYLE YAPTIM :D)

519
Yönetim Duyuruları / bykus-fm açılıyor
« : Mart 01, 2008, 01:41:59 ÖS »
mrb  arkadaşlar başlıktada dediğim gibi bykus-fm canlı sohbet ve radiomuz artık bu hafta ALLAHizin verirse açılıyor. canlı müzik eşliğinde güzel bi sohbet ortamı dj lerimizden ben sizlere her yayınımda istek arşivi sunma politikası ve diğer dj arkadaşlarla mükemmel zaman geçirme fırsatını sizlere sunuyoruz hepinizden katkılarınızın dewamını diliyor ve birlikte dahada iyiye diyoruz iyi günler iyi forumlar



yönetim...

520
 "Hepsi" grubu, 22 Şubat'ta vizyona girecek olan animasyonda "Sen Bir Tanesin" ve "Sadece Bir Kız" adlı parçaları yorumladı. Iginio Straffi tarafından yaratılan "Kayıp Krallığın Sırrı" filminde; Winx Club üyesi 6 genç perinin birbirlerine kenetlenerek kötülüğe karşı mücadele etmeleri konu ediliyor. Filmde Flora; Stella, Layla, Miusa ve Tecna'nın yardımı ile kaybolan anne ve babasını arayacak...

521
 En sevilen şarkılarını akustik olarak söyleyip, bir de tribute albüm hazırlayacak... Teoman'ın yazdığı şarkıların, ünlüler tarafından seslendirilmesi ile müzik piyasasında yeni bir trend haline gelen "tribute albüm" modasına Mustafa Sandal da uyacak. "Devamı Var" adlı son albümünü geçtiğimiz yaz çıkaran ünlü popçu, iki farklı projeyi birleştirerek özel bir çalışma hazırlayacak.

522
E-BOOK / Elektronik Kitap Okuma Zamanı!
« : Mart 01, 2008, 01:24:29 ÖS »

Uzunca süredir sözü edilen e-kitaplar artık çok daha fazla kullanıcının ilgisini çekmekte. Peki e-kitap nedir, nasıl okunur? Kendiniz nasıl yayınlayabilirsiniz?
 
İnsanoğlu tıklayın, destekleyin:
 
kendini ifade etmeye çabalarken taş, papirüs, kağıt gibi maddelerden yararlandı. Derken klavye ve ekrana ulaştı. Yıllar önce, mektubun yerini elektronik posta alacak iddiası pek de ciddiye alınmazdı. Ama evrim sürüyor ve şimdi kitaplar değişiyor.

Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesi ile her şeyin başına bir "e" harfi ekler olduk. Artık kitapları da ekran karşısında okuyabiliyoruz. E-kitap uzunca bir süredir ortada olan bir fikir de olsa, özellikle son 2-3 yılda ciddi olarak ele alınıyor. Yayınlanan, yani sayısal ortama geçirilen kitapların sayısı ve okuru sürekli artıyor.


E-Kitap Kavramı
Elektronik Kitap terimi birkaç farklı biçimde kullanılabiliyor. Aynı bir zamanlar CD'nin hem disk, hem diskin içeriği, hem de sürücü için kullanıldığı gibi. Bir kitabın sayısal ortamdaki kopyasına, ya da doğrudan elektronik ortamda kitap olarak yazılmış içeriğe e-kitap diyoruz.
Son dönemde bu yeni, sayısal kitapları okumak için özel yazılımlar gerekiyor. Bu tip yazılımlar "e-kitap okuyucu" olarak sınıflandırılıyor. Ülkemizde fazla örneği olmasa da, bu yazılımları barındıran ve sadece okuma amaçlı hazırlanmış minik "bilgisayarlar" da piyasada boy gösteriyor. Biz bunlara "e-kitap aygıtı" demeyi tercih ediyoruz.

Belki bu tanımları yapmamızın nedenini anladınız. Bazı kitaplar, her okuyucuda ve bilgisayarda çalışmıyor. Çoğu konuda olduğu gibi, burada da rekabet halinde birçok firma, farklı e-kitap biçimleriyle piyasada pay kapmaya çalışıyorlar. Kısacası, standartların oturması için biraz daha süre gerekiyor.


Kağıt mı, Ekran mı?
Yıllardır tartışıla gelen konu, insanın kağıttan nasıl vazgeçeceği. Birçok kişi, kağıdın ayrı bir özelliği, rahatlığı, kısacası farklılığı olduğunu, asla bir ekran karşısında yüzlerce sayfa okunamayacağını iddia ediyorlar.
Buna ek olarak, geçtiğimiz yıllarda bilgi işlem sistemlerin henüz her tarafımızı sarmadığı dönemde taşınamayacak kitabın şansı olmayacağına dikkat çekiliyordu. Ama siz deyin kaderin cilvesi, ben diyeyim teknolojinin gelişmesi, iş tersine döndü ve elimizdeki minicik aletlerde, binlerce sayfayı taşıyabilme şansına eriştik. Artık tatile giderken bavula az sayıda kitap sıkıştırmaktan şikayetçi olamayacağız.

Ama yine de, televizyon ile 20 üstü yaşlarda tanışan bir neslin bilgisayar ya da e-kitap aygıt ekranlarını kolayca kabul edemeyeceğini göz önünde bulundurmalıyız. Hele en çok kitap okuyanlar arasında böyle bir grup da bulunurken e-kitap için zor günler sürecek. Ama yakın gelecekte, evde eğitim, çalışma gibi insan hayatını ciddi olarak değiştirecek gelişmeler varken, yeni nesillerin kağıda, bizim kadar bağımlı olmayacağı da ortada.

Aslında okuduğumuz "ekranın" ince bir önemi var. Günümüzde hafif, kıvrılabilir ekranlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Standartlar oluşturulmaya çalışılırken bazı prototipler medyada boy göstermeye başladı.

"Kağıt gibi" ama kağıt olmayan maddeler ilerde hayatımıza girecek. Hatta Tom Cruise'ün başrolünü oynadığı "Azınlık Raporu" adlı filmde, metrodaki insanların okudukları "neredeyse kağıt" elektronik gazeteler dikkatinizi çekmiş olabilir. Bu planlar başarıyla hayata geçirildiğinde tartışmalar çok farklı boyutlara kayacak.


Artı ve Eksiler
Elektronik kitabın geleneksel kitaba göre, hem okuma eyleminin verimini arttıran hem de yayıncılık alanına fayda sağlayan üstünlükleri var. En başta gelen olumsuzluk ise bir türlü teknolojiye ısınamayan okurların ekran karşısında rahat olamamaları ve konsantrasyonu sağlayamamaları.
Bu sorunu yaşamayanlar ise, öncelikle e-kitap ile daha hızlı bir okuma gerçekleştiriyorlar. Hızlı okuma tekniklerine göre, ekranda kaydırarak okumak kağıda oranla daha verimli.

Referans olanakları ise belki de en öne çıkanlar. Okuyucu yazılımlar farklı bölümlere notlar almanızı, işaretler koymanızı ve bunlar arasında kolayca gezinmenizi sağlıyorlar. Ayrıca arama yapıp belki de sayfa çevirerek bulamayacaklarınıza kolayca ulaşmanız da önemli bir artı. E-kitaplar geliştikçe, metnin içindeki bir şey hakkında İnternet'ten ve veri tabanlarından tek tıkla detaylı bilgi alınabilmesi de kuşkusuz etkileyici bir özellik.

Kağıda basılı kitapların daha fazla yer işgal etmesi, ama bir cihaz içinde onlarca e-kitap taşınabilmesinden kısaca bahsetmiştik. Sayısal ortamdaki bir kitabı İnternet'ten ya da uzak bir noktadan sipariş verdiğinizde postadan size ulaşmasını beklemek yerine dakikalar içinde bilgisayarınıza indirebilmeniz de cabası. Bu olumlu sonuç aynı zamanda matbaa, dağıtım kanalları gibi aracıların ortadan kalkacağının ve dolayısıyla daha düşük maliyetli kitapların habercisi olabilir.

Öte yandan, yazarlara da eserlerini yayınlama ve dağıtma konusunda e-kitaplar önemli faydalar sağlıyor ve sağlayacak.

Bu yeni gelişen alanın doğal olarak birkaç sorunu da var. İlki standartların oturmamış olması. Bazı e-kitapları okumak için fazladan çaba harcamanız gerekebilir. Diğer bir eksi ise, normal kitaplar gibi arkadaşlarınızla rahatça değiştirmenin, ödünç vermenin zor olması. Telif hakları nedeniyle bazı kitapların korumalı olması. Kuşku yok ki, bir süre sonra bu alanda da mp3 değişimi gibi tartışılan gelişmeler yaşanacak...


Nasıl Okuyabilirsiniz
Tabii ki bir e-kitap okumak için öncelikle ya alışılageldik bir bilgisayara, ya da minik bir el cihazına sahip olmanız gerekiyor. Bugün belli başlı dört e-kitap biçimi var. Bunlardan üçünü taban alan kitapları okumak için ücretsiz dağıtılan okuyucu programları sisteminize yüklemiş olmanız gerekiyor.
Bundan sonrası, okuyacağınız e-kitaba ulaşmanıza kalıyor. Satın aldığınız ya da ücretsiz dağıtılan kitabı indiriyor ve hemen okumaya başlıyorsunuz. Ender de olsa, bazı e-kitapların kendilerine özel okuma cihazlarına ihtiyaç duyduklarını da hatırlatmakta fayda var.

E- kitaplarınızın çoğunu bilgisayarlarınız arasında taşıyabilir, normal dosyalara uyguladığınız işlemleri yapabilirsiniz. Ayrıca e-kitap aygıtları sadece kitap dosyalarınızı okumanızı değil, yardımcı programlarla diğer belgelerinizi de yanınızda taşıyıp inceleyebilmenize olanak sağlıyor.


E-Kitap Formatları
Standartların henüz oturmadığı bu alanda yine de büyük farklılıklar söz konusu değil. Belirttiğimiz gibi kitaplar dört biçimde yayınlanıyor ve okuyucu yazılımlara ihtiyaç duyuyorlar.
Henüz ticari e-kitap fikri ortada yokken, basılmış kitapların kopyaları bildiğimiz HTML formatında, yani İnternet sayfası biçiminde karşımıza çıkıyordu. Hala ücretsiz dağıtılan ya da basit, platformdan bağımsız rahatça okunabilmesi amaçlanan içerik, bu formatta yayınlanıyor. Zira bu tip metinleri okumak için İnternet Explorer ya da Netscape Navigator gibi bir İnternet tarayıcınız olması yeterli.

Adobe Systems'in geliştirdiği PDF formatı ise son derece popüler. İstek halinde basılması planlanan elektronik metinler, araştırmalar ve ekran karşısında okunması planlanan metinler, görünüm özellikleri korunarak PDF biçiminde dağıtılıyor. Bugün birçok e-kitap da böyle yayınlanıyor, okumak için Adobe Reader adlı ücretsiz yazılıma sahip olmanız gerekli.

HTML'den daha esnek ve dinamik olan XML ise Microsoft ve Gemstar'ın desteklediği, sadece Windows ortamında okunabilen kitaplarda kullanılıyor ve PDF karşısında güç kazanan bir format. Dosya uzantısı .lit olan bu kitapları okumak için yine ücretsiz Microsoft Reader yazılımına ihtiyacınız var.

El bilgisayarları için tasarlanan ama yine de önceki iki format kadar kullanılmayan PML ise Palm işletim sistemini kullanan sistemleri hedef alıyor ve dosya uzantısı .pdb oluyor.

İşte böylesi bir rekabet ve gelişme ortamında, standartlara ulaşmak için girişimler mevcut. Örneğin "Open eBook Forum", gelişen e-yayıncılık alanında bir orta nokta yakalanması için çalışıyor ve HTML ile XML'i destekliyor. www.openebook.org adresinde e-kitap konusunda bilginizi arttırabilirsiniz.

523
 
Her zaman barışa hizmet etmeyen silah tasarımları ile eğlenceye hizmet etmek isteyenlerin oluşturduğu bu tasarımlar gerçekten ilgi çekici.
Silah yerine bu müzik aletini herkes tercih eder sanırım...

alıntıdır...



524
Moda / !F istanbul tişörtleri bu yılda mavi jeans ten
« : Mart 01, 2008, 01:14:01 ÖS »
14-24 Şubat 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen !f istanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin tişörtleri, bu yıl da Mavi Jeans tarafından hazırlandı.

Engin Öztekin tarafından yorumlanan koyun figürlerinin yer aldığı özel tişörtler, Mavi Jeans’in Beyoğlu, Tünel, Suadiye mağazalarında ve Beyoğlu AFM’de satışa sunuluyor.

525


 Zihinsel Engelliler Akdeniz Bölgesi  Basketbol ve Futbol Şampiyonası, 17 takımdan 270 sporcunun katılımıyla  Mersin'de başladı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Emrullah Taşkın, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, kent genelinde sporun her branşını geliştirebilmek adına  çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapmaya çalıştıklarını söyledi. Bu kapsamda Türkiye Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu (TZESFED)  tarafından organize edilen Zihinsel Engelliler Akdeniz Bölgesi Basketbol  ve Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yaptıklarını ifade eden Taşkın,  bugün başlayan şampiyonaya Adana, Antalya, Burdur, Isparta,  Kahramanmaraş, Kilis, Mersin ve Osmaniye illerinden 17 takımdan toplam  270 sporcunun katıldığını kaydetti.


       Taşkın, şampiyonanın 2 Mart Pazar gününe kadar süreceğini söyledi.


alıntıdır...

Sayfa: 1 ... 33 34 [35] 36 37 ... 39