İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Mlje_sansar

Sayfa: [1] 2
1
Genel Kültür / İncil'den Sonra En Çok Okunan 10 Kitap
« : Ağustos 08, 2009, 09:33:54 ÖS »
Asıl ve suret arasında kayıp gidiyor zaman. Ardı sıra sürüklendiğimiz iki satır arası kurmaca hayatlar. Kendi aynamızda sanki bir başkasının yüzü. Kelimelerden ibaretmiş herşey ve yazmak ve yazılanın peşinden sonsuzluğa bakmak Okumak.



KAPİTAL

Ekonomi Politiğin Eleştirisi alt başlıklı Das Kapital Karl Marx'ın en önemli yapıtlarındandır. Toplam üç cilttir. 2. ve 3. ciltler Marx'ın ölümünden sonra, dostu ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels tarafından notlarının düzenlenmesi sayesinde yayınlanabilmiştir. İlginç bir durum, Marx'ın, 3. cildi ilk sırada, sonra 1. cildi, en son ise 2. cildi yazmış olmasıdır.

Marx, Kapital'de öncelikle "kapitalist toplumun en küçük hücresi" olarak gördüğü "meta"nın çözümlenmesinden başlayarak, kapitalist üretim ilişkilerini bütün boyutlarıyla inceler. "/.../ organik bir bütün olarak bir cisim, bu cismin hücrelerinden daha kolay incelenir/.../ Ayrıca, ekonomi biçimlerinin tahlilinde ne mikroskoptan yararlanılabilir, ne de kimyasal ayıraçlardan. Her ikisinin de yerini, soyutlama gücü almalıdır. Ancak, burjuva toplumda emek ürününün meta-biçimi —ya da metaın değer-biçimi— ekonomik hücre-biçimidir. Bu biçimlerin tahlili, sığ bir gözlemciye, küçük ayrıntılar gibi gelebilir. Aslında da, küçük ayrıntılar üzerinde durulmaktadır, ama tıpkı mikroskobik anatomide yapıldığı gibi." (Kapital, Almanca Birinci Baskıya Önsöz)


KÜÇÜK PRENS

(Fransızca Le Petit Prince), Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry'nin en ünlü romanı. 1943'te yayımlanmıştır. Roman New York'ta bir otel odasında yazılmıştır. Kitapta Exupéry'nin çizimleri de bulunur.
Basit bir çocuk kitabı gibi görünen ama aslında yaşam, sevgi ve aşk hakkında derin anlamlar içeren Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan kitapta Küçük Prens'in ağzından Saint-Exupéry, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını vurgular.
Kitapta Küçük Prens'in yaşadığı asteroidi (B612) bulan bir Türk astronomdur. Hatta bu astronom asteroidi uluslararası bir kongrede anlatır. Fakat fesli kafası ve doğulu giysilerinden dolayı kimse onu dinlemez, ama bir Türk diktatörün kıyafet devrimi yapıp herkesi Avrupalı gibi giyinmeye zorlamasından sonra aynı astronom bu defa modern kıyafetlerle kongreye katılır ve herkes ikna olur.
Mustafa Kemal Atatürk'ü bir diktatör ve yanlış yolda olarak tanıtan bu satırlar yüzünden uzun yıllar Türk okuyucusu kitabı sansürlü okudu. Yine bu yüzden kitap, eleştirilere maruz kalabileceği gerekçesiyle 2005 yılında ilköğretim öğrencilerine önerilmek üzere hazırlanmış olan 100 Temel Eser arasından çıkarıldı.

Dünya çapında çok okunan ve çok sevilen bu kitabın yazarı Saint Exupéry, kitabı yazdıktan altı yıl sonra Le Petit Prince adlı bir uçakla keşif uçuşu yaparken Akdeniz üzerinde kaybolur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. Fransa'da çok sevilen Küçük Prens'in resmi 50 franklık banknotların üzerine basılmıştır.

SİMYACI

(O Alquilmista), Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınladığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir fenomen olarak değerlendirilen üçüncü romanıdır.

Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yirmi altı dile çevrildi ve yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Roman, yüreğinde çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik kimliği kazanmıştır.

Mevlana'nın ünlü Mesnevi'sinden etkilenilmiştir.

RÜZGAR GİBİ GEÇTİ

Huysuz ve tatlı kadın Scarlett O'Hara ile açık fikirli kumarbaz Rhett Butler'ın, Amerikan iç savaşı yıllarında yaşadıkları efsanevi aşk hikayesidir bu. 1936 yılında yayımlanan kitap, 1937 yılında Pulitzer Ödülü'ne layık görüldü ve kısa süre sonra filme aktarıldı. Otuz milyon kopyadan fazla satarak en çok satan kitaplar listesinde yerini alan Rüzgar Gibi Geçti, aynı zamanda 1923-2005 yılları arasında, Time dergisinin en iyi 100 İngilizce roman sıralamasında kalmayı başarmıştı.

ŞEKER PORTAKALI

Fakir bir aile çocuğu olan Zeze'nin yaşadığı üzücü, zor anılarını anlatır. Ünlü yazar José Mauro De Vasconcelos'un kaleminden yazılmıştır. 12 günde yazılan kitapta bir çok konu geçmektedir. Yazar, baş karakter Zeze gibi zorluklarla büyümüştür. Güneşi Uyandıralım ise kitabın devamı niteliğindedir.


HARRY POTTER

İngiliz kadın yazar J.K. Rowling tarafından yedi kitap olarak yazılan kitap serisi.

Dünya çapında elde ettiği başarı ve yakaladığı satış rakamlarıyla çığır açmayı başarmış ve edebiyat tarihine geçmiştir. Harry Potter serisinin yedinci kitabı piyasaya çıktığı ilk gün ABD'de 8,3 milyonun üzerinde bir satış rakamı yakalayarak erişilmesi güç bir rekora imza atmıştır. Türkiye'de dünyayı sarsan Harry Potter çılgınlığından etkilenmiştir.

Harry Potter serisinin ilk kitabı, Harry Potter ve Felsefe Taşı, 1997 yılında piyasaya çıkmıştır.Yedi kitaplık serinin günümüz itibariyle yedi kitabı tamamlanıp satışa sunulmuştur. Ünlü serinin kitapları, "Dünyanın En Hızlı Satan Kitabı" ve "Dünyanın En Çok Satılan Çocuk Romanı" ünvanlarını şimdiden üstlerine almışlardır. Kitap serisi, sadece çocukların değil her yaştan okurların ilgisini çekmiştir.

DA VİNCİ ŞİFRESİ

Ya da özgün adıyla The Da Vinci Code, Dan Brown'un kaleme aldığı bir romandır.Kurgusu dini ve ezoterik öğeler taşır. 2003 yılında yayımlanmıştır. Dünya çapında best-seller olmuş ve Mart 2006 itibariyle 60,5 milyondan fazla satmış, 44 dile çevrilmiştir.

Kitapta İsa ile ilgili tarihi sırlar ve Da Vinci'nin eserlerinde bu sırlarla ilgili ipuçları bıraktığına değinilir. Ayrıca Da Vinci'nin gizli bir tarıkata üye olduğundan bahsetmektedir. Tüm bunlar kitapta bulmacalar ve kovalamacalarla ele alınmıştır. İsa'yla ilgili çarpıcı yorumlları barındırdığı için Dan Brown'un Hristiyan karşıtı olduğu iddia ediliyor. Opus Dei hakkında yazdıkları vatikanı tedirgin etmiş görünüyor. Dan Brown'un, şimdi de sinemalarda ilgi gören Da Vinci Şifresi bir cinayetle başlar. Cinayetin çözüm sürecinde ise İsa'nın evlenmiş ve soyunun yürümüş olduğu düşüncesi savunularak Hıristiyan dünyasını karıştıran tez ortaya atılır. Kitabın sürprizlerinden biri de, Leonardo da Vinci'nin, S. Maria delle Grazie Manastırı için yaptığı Son Akşam Yemeği adlı freskte, İsa'nın yanında oturan kişinin Havari Yuhanna değil; Mecdeli Meryem (Maria Magdalena) olabileceği ve Mecdeli Meryem'in İsa'nın eşi olduğu iddiasıdır. İddiaya göre, Bizans İmparatoru Konstantin, İznik'te toplanan Birinci Konsül sırasında, pagan toplumları Hıristiyanlık'a çekebilmek ve çatışmayı önleyebilmek için İsa'yı Roma stili tanrılaştıran anlayışın desteklenmesini ve 'bazı gerçeklerin' perdelenmesini sağlamıştır. İşte bu gerçeği ortaya koyacak belgeler, Sion Tarikatı tarafından korunmaktadır. Ayrıca, Hıristiyanlık tarihinin en önemli simgelerinden biri olan 'Kutsal Kase', aslında bir dişiyi, Mecdeli Meryem'i simgelemektedir. Kitabın Hıristiyan dünyasını karıştıran en tartışmalı özelliği ise, hikayenin kurgusu içinde cinayetlerin, Papa 2. Jean Paul döneminde gücünü arttırdığı bilinen Opus Dei tarikatının üyelerine işletilmesidir!..

RUBAİLER

Şair, filozof, matematikçi ve astronom olan Hayyam aynı zamanda çok iyi bir matematikçiydi. Binom Açılımını ilk kullanan bilim adamıdır.Geçmişte yaşamış birçok ünlünün aksine Ömer Hayyam'ın doğum tarihi günü gününe bilinmektedir. Bunun sebebi Ömer Hayyam'ın birçok konuda olduğu gibi takvim konusunda uzman olması ve kendi doğum tarihini araştırıp gün be gün doğru bulmasına dayanmaktadır.

Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşayan toplumların kabul ettiği hiçbir kurala/tabuya bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak "evrenselliğe" ulaşmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam'ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti. Kendi tarihinin belkide en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hakettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Ortadoğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, müslüman fakat felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir. Yaşadığı dönemi takip eden yıllar boyunca, İslam dünyasında düşünce ve aklı reddeden bir yapının oluşması, islam coğrafyasında siyasi iktidar mücadelesi, toplumsal sınıflar arasındaki mücadelelerde iktidarların geniş halk kitleleri üzerinde otoritelerini koryabilmek adına dini kullanması neticesinde adeta "yobazlığın" iktidara oturtulması ; Ömer Hayyam gibi insan aklına ışık tutmaya çalışmış birçok düşünürün "sapkın" ilan edilmesine, genel anlamda toplumsal eğitim seviyesinin düşmesi nedeniyle de Ömer Hayyam'ın şarap ve zevk düşkünü olarak anlaşılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle Ömer Hayyam tüm zamanlarda iktidara muhalif olanlar için bir ilham kaynağı olagelmiştir.

Pek çok rubai sebebiyle Hayyam'ınkilerine karıştırılmıştır, bilinen kadarıyla Rûbailerinin sayısı 158'dir. Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir.

Ayrıca Ömer Hayyam için tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci yakıştırması da yapılmaktadır.

Rubailerinin Türkçe'ye çevirisi farklı birçok çevirmen tarafından yapılmışsa da rubaileri Türk halkına sevdiren çeviri Sebahattin Eyuboğlu tarafından yapılmıştır.

" Ey kara cübbeli!
Taş atma bu dünyayı bilmek isteyenlere.
Onlar yaradanın sanatı peşindeler;
Seninse aklın fikrin abdest bozan şeylerde..."

***
Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce;
Halden anlar bir dost gelip falı görünce;
Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece.

Sabahattin Eyuboğlu, Hayyam Bütün Dörtlükler


DON QUIJOTE

Cervantes’in başyapıtı . “1605 ve 1615’te iki bölüm halinde yayımlanan, şövalye öykülerinin komik bir birleşimi olarak tasarlanan “Don Kişot”, bu serüvenleri okumaktan aklı karışmış yaşlı şövalye olan “Don Kişot”un, atı Rosinante ve gerçekliğe bağlı uşağı Sancho Panza ile birlikte geçirdiği serüvenleri gerçekçi bir dille anlatıyor. Aynı zamanda yazılış amacı toplumun Don Kişot'a deli gözüyle bakması, aslında delinin o toplum olduğunu karmaşık bir anlatımla dile getiriyor.

Sevdiği ve uğruna yel değirmenlerine saldırdığı Dulsinea, aslinda fakir bir köylü kızıdır ama Don Kişot onu asil bir hanımefendi olarak görür. Yıllarca sadece bir şövalye hikayesi olarak değil, Cervantes'in yaşadığı çağın eleştirisini yaptığı bir felsefe adıdır. Don Kişot aynı zamanda zenginden alıp fakire veren bir kahramandır.

O yıllarda Kral II. Filip katolik mezhepini yaymakta ve İspanya tüm dünyaya yüz çevirmişken belki de Don Kişot, İspanya'nın o günkü durumuna Cervantes'in bir haykırışıdır. Yazarın başyapıtlarını gölgede bırakan “Don Kişot”(Don Quijote), 100 roman, öykü ve oyunun yer aldığı listede, ikinci gelen yapıttan bile yüzde 50’den fazla oy aldı. "Dili sade ve gerçekleri ele almıştır. Don Kişot, yani Senyor Kesada halkını, vatanını çok seven bir insan olduğu için olsa gerek; Sancho Panza'yı da yanına alarak Don Kişot oluyor. Kitapta da sözü edildiği üzere, Don Kişot mazlumları koruyor ve de kötülere göz açtırmıyor. Cervantes o zaman ki İspanya'nın durumunu adeta Don Kişot ile açıklıyor.

ERMİŞ

Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan "The Prophet" (Ermiş) adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır.

Ermiş, kısaca şu konulara değinen alt bölümlere ayrılmıştır: aşk, evlilik, çocuklar, vermek, yemek ve içmek, sevinç ve üzüntü, ev ve evin önemi, giyecekler, alım ve satım, suç ve ceza, yasalar, özgürlük, sebepler ve arzular, acı, bilgelik, öğretme, arkadaşlık, konuşma, zaman, iyi ve kötü, dua, zevk, güzellik, din ve son olarak da ölüm.

Elvis Presley bu kitabın ve Cibran'ın bir hayranı olarak, Ermiş'in binlerce kopyasını dağıtmıştır.
__________________

2
Kendi Siteleriniz / Blog'um.
« : Ağustos 06, 2009, 06:35:10 ÖS »
Bu da benim blog'um.Yorum yapabilirsiniz.(:

http://derymistmk.blogspot.com/

3
ByKuS Muhabbet / Haftanın Konuğu-OLCAY
« : Ağustos 06, 2009, 06:12:15 ÖS »
Evet,bu haftanın konuğu adminimiz OLCAY :D
Bundan sonraki konuklarımız için de ayrı konu açılacak.1 hafta dolduktan sonra da ,konu kilitlenecektir.

Ben soriim :D

1.İsim neden bykus.org?
2.En sevdiğin şarkı?

3.Hayatta kaybetmekten korktuğun 3 şey?

4
ByKuS Muhabbet / Nasıl Bir Zekaya Sahipsin?
« : Temmuz 31, 2009, 09:58:40 ÖS »
Sözel zeka:
Kelimeleri etkili kullanma yeteneğidir. Dinleyerek öğrenmeyi sever duygu ve düşüncelerini sözel ifadelerle aktarırlar. İyi yazarlar iyi anlatırlar kitap okumayı kelime oyunları severler. Kavramlarla ve kelimelerle düşünürler. Sözel zekaya sahip insanlar daha çok yazar gazeteci ve politikacı olurlar.

Sayısal zeka:
Sayısal zekası yüksek olanlar sebep-sonuç ilişkisi kurmayı “neden” demeyi severler çok soru sorarlar. Olayları kategorize ederek bağlantılar kurmaya kafa yorarlar. Hesap yapmayı bir makineyi söküp nasıl çalıştığını görmeyi severler. Nedenini bilmediği şeyi fazla akılda tutamazlar. Bilim adamı matematikçi ve bilgisayar programcısı olma ihtimalleri yüksektir.

Görsel zeka:
Görsel zekası yüksek olanlar işittiklerini değil de gördüklerini akıllarında daha iyi tutarlar. Film ve slayt gösterileri eşliğinde öğrenmeyi severler. Hayal dünyaları geniştir. Resimli kitaplara sanatsal etkinliklere yatkındırlar. Renklere çok hassastırlar. Mimar fotoğrafçı ve dekoratör olabilirler.

Müzik zekası:
Ritim nota ses tonu ahenk melodi gibi müziksel unsurlara aşırı duyarlıdırlar. Müziksel unsurları hemen fark ederler değerli bulurlar ve ifade ederler. Nota solfej bilmeseler bile melodileri hemen akılda tutarlar. Müzik eşliğinde çalıştıklarında öğrendiklerinin kalıcılığı artar. Tempo tutma mırıldanma ıslık çalma eşlik etme müzik dinleyerek kitap okuma sevdikleri şeylerdir.

Bedensel zeka:
Bir sorunu çözmek bir model oluşturmak bir şeyler üretmek için bedenlerini ellerini parmaklarını kullanabilme gücüdür. Bedensel zekası yüksek olanlar duygu ve düşüncelerini dokunarak hareketlerle anlatmada beden dilini kullanmaya çok yatkındırlar. Koşmayı zıplamayı mimik ve jestleri kullanmayı bir yerler inşa etmeyi çok severler. El becerileri iyidir tamir işlerini çok rahat yaparlar. Başkalarının mimik ve jestlerini kolayca taklit ederler. Sporcuların aktörlerin heykeltıraşların çoğu bedensel zekası yüksek olan insanlardır.

Sosyal zeka:
Çevresindeki insanların duygularını isteklerini ihtiyaçlarını anlama ayırt etme ve karşılaştırma gücüdür. Sosyal zekası yüksek olanlar insanları tanıma konusunda çok başarılıdırlar. Liderlik özellikleri vardır. Yüz ifadelerine ve seslere insanlardaki farklılıklara duyarlıdırlar. Yüzleri çok iyi okurlar. Analiz etme yorumlama ve değerlendirme kapasiteleri yüksektir. Sözlü ve sözsüz iletişimde yetenekleri üstündür. Organize etmeyi lider olmayı başkalarına yardım etmeyi empatik iletişimi ve öğretmeyi severler. Genellikle danışman öğretmen ve siyasi lider olurlar.

İçsel zeka:
Kendi ile ilgilenme kendini tanıma güçlü zayıf taraflarını fark etme yeteneğidir. Kim olduğu neyi yapmak istediği nelere yönelmesi gerektiğini nelerden uzak durması gerektiğini bilme kapasitesidir. Bir şeyi düşünürken kendi duyguları ilgisi ihtiyaçları ve istekleriyle amaçlarını bağdaştırmaya çalışırlar. Bağımsız olma kendilerini açık ve net dile getirme olaylardan ders almaya yatkındırlar. Psikolog olmaya yatkındırlar.

Doğal zeka:
Çevre doğa olayları ekolojik unsurlara aşırı duyarlıdırlar. Düşünürken doğa formları hayvan- bitki figürleri ile düşünürler. Hayvan beslemeyi doğayı toprakla uğraşmayı önemserler. Mevsimler iklim olayları ile ilgilenirler. Hava tahmin konularına ilgi duyarlar.

5
ByKuS Muhabbet / ~~~~Haftanin Konuğu Süper Manyak~~~~
« : Temmuz 29, 2009, 07:53:18 ÖS »
Hayır ya,özel başlığa gerek yok. Buraya yazıcaz sorularımızı.Ben başlıyım.

1.İsmin ne?
2.İsminin anlamı ne?
3.Dizi mi sinema mı?
4.Gelecek için hedeflerin neler?
5.Kendinde beğendiğin ve beğenmediğin özellikler?

Benimkiler bu kadar..Hadi bakalım,siz de sorun :D

6
Forum Oyunları / Öp ya da Tokatla
« : Temmuz 27, 2009, 05:46:50 ÖS »
Üstteki bir ünlü ismi söyler,alttaki öper ya da tokatlar..


Ajdar :D (öp öp öp (!) : D)

7
Forum Oyunları / Kör Klavye
« : Temmuz 27, 2009, 05:35:14 ÖS »
Bi önceki üyenin yazdığını klavyeye bakmadan yazmaya çalışıcaz : D

Bunu yaz sen şimdi :D :

Bi önceki üyenin yazdığını klavyeye bakmadan yazmaya çalışıcaz.

8
ByKuS Muhabbet / Haftanın Konuğu
« : Temmuz 24, 2009, 03:38:12 ÖS »
Bi' üye seçelim,ona burda istediğimiz soruları soralım.Güzel olur bence.Ne dersiniz?

Bi' hafta bi' konuk olcak.Bi' hafta boyunca  herkes istediği soruyu ona sorucak.İlk üye kim olmak isterse, o olsun.Daha sonra da o haftaki konuk üye seçer daha sonraki konuk üyeyi.

9
Animasyonlar / En Sevdiğiniz Animasyon Ya da Anime Nedir?
« : Temmuz 14, 2009, 08:29:50 ÖS »
Şu güne kadar izlediğiniz en iyi Animasyon nedir ?? Ya da Animeler. Aslında nedenini daha çok merak ediyorum.

Ratatouille.

Benim en sevdiğim animasyon budur..

Bu animasyonun farkı nedir ? Çekim tekniği mi ? Konusu mu?

İçinizde animasyonla ilgilenen arkadaşlar bilirler bilmesine de, bizimle de paylaşsalar ..  Ne dersiniz ?

10
Sansar'ın en sevdiğiniz şarkısı/şarkıları hangisi/hangileri?  :huh

11
Türkçe Underground RAP/Hip-Hop / Kuvvetmira
« : Temmuz 14, 2009, 08:16:06 ÖS »
Kuvvetmira

Kuvvet Mira
Tarz(lar)    Rap, Hip Hop
Etkin yıllar    1998 - Bugün
Etiket(ler)    Hammer Müzik (2000 - 2005),
İrem Records (2005 - 2006) Melankolia Müzik (2006) -


Üyeler
Sagopa Kajmer
Kolera
Abluka Alarm
Eski üyeler
Ceza
Fuat
Bora
Sahtiyan
Zet

Mozole Mirach
Sitem Depresif
RaffineDumanyak
Derin Darbe
Fuchs
KasırgaBugra Alperen
R10


Kuvvetmira, Sagopa Kajmer'in kurduğu bir rap oluşumudur. Mira,bir yıldızdır yunusların ondan yön aldığı söylenir,sagopanında gerçek adı yunustur bu anlamda kurulmuştur.Kuvvet Mira ilk kurulduğunda Dj Mic Check'in (Sagopa Kajmer) stüdyosunun adıydı. Daha sonra bir Rap Topluluğu halini aldı.Bu oluşuma bir çok rap müzik sanatçısı katılmıştır.Kuvvet Mira'nın amacı, bünyesinde rap müzik yapanları buluşturmak ve bir koalisyon ortamı oluşturmaktır. Kuvvetmira çoğu kez aynı tip oluşumlarla karşı karşıya kalmıştır.

Grubun ilk albümü Dj Mic Check'in prodüktörlüğünü yaptığı MedCezir albümüdür(Albüm Sanatçısı: Ceza). 2002 yılında çıkmıştır.

Sonraki tarihlerde çıkan albümleri:

    * 1 Mart 2007'de Abluka Alarm'ın ilk albümü "Ahenk" piyasaya sürüldü.
    * 27 Nisan 2007'de Sagopa Kajmer ve Kolera'nın birlikte çıkardığı ve Türkiye'nin kadın-erkek ilk rap düet albümü olma özelliğini taşıyan "İkimizi Anlatan Birşey" (iab).
    * 13 Mart 2008'de Sagopa Kajmer'in içinde tek bir düet şarkı bulunmayan "kendine ait" albümü "Kötü İnsanları Tanıma Senesi" (kits) müzik marketlerde yerini aldı.
    * 19 Mayıs 2008'de Abluka Alarm'ın 5 şarkıdan oluşan "Hayal Mahali" adlı EP'si çıktı.
    * 18 Temmuz 2008'de Kolera'nın 2. albümü olan ve 3 şarkıı önceden bilinen 17 şarkılık "İnziva" albümü çıktı.
    * 2009'da içinde düet şarkı bulunmayan hepsi sagopaya ait 5 şarkılık bir albüm [kör cerrah]çıkmıştırkuvvetmira resim
    * Kurucu:Sagopa Kajmer
    * Grupta kalanlar: Kolera, Abluka Alarm (Laedri, Savaş) ,Mozole Mirach Raffine
    * Gruptan kovulanlar : CEZA , Mista B-Rown, Zet, Sahtiyan, Fuat, Sitem Depresif,


Bilgiler 'Vikipedi.özgür ansiklopedi'den : D

12
Türkçe Underground RAP/Hip-Hop / Sansar Salvo
« : Temmuz 14, 2009, 08:13:34 ÖS »
Sansar Salvo
Biyografi:
    Ekincan Arslan
    18 Ağustos 1989,Kadıköy Şifa hastanesi doğumlu,ülkemizin genç ve önde gelen
    MClerinden olan Ekincan Arslan,sahne adıyla "Sansar Salvo" müzik dünyasına çok
    genç denilebilicek bir yaşta girdi.İlkokula giderken ( 11 yaşındayken )ilk sözlerini yazmaya
    başladı ve ufak çaplı organizasyonlarda yazdığı şarkıları seslendiriyordu.
    Lise'ye geçtiğinde homestudiolarda ufak çaplı albümler hazırlıyordu ve homestudio
    albümlerinde konuk olarak yer almaya başlamıştı.

    2006-2007 senelerinde Taşoda ve Kadıköy Acil produksiyonlarında kaydedilen
    çeşitli çalışmalara konuk oldu ve bunlar yer aldığı ilk stüdyo çalışmaları oldu.

    Gerek çeşitli stüdyolarda ve evinde kaydettiği şarkıların internet üzerinden
    hızlı bir şekilde yayılması,gerekse çalıştığı isimler ve sahne aldığı mekanların
    etkisiyle,çeşitli gazeteler ve dergilerde röportajları olan,Busta Rhymes,Eko Fresh
    gibi dünya çapında bilinen isimlerin ön grubu olarak sahneye çıkmış bir MC oldu.

    2007 yazında,Rap müzik yapmaya başladığı stüdyo olan Olympos Records'ta
    "21 Gram Mixtape"i kaydetti ve internet üzerinden yayınladı.Beklenenden de
    fazla ilgi gören bu çalışma internette çeşitli siteler aracılığıyla 40.000 in
    üzerinde insana ulaştı,Ahmet Kaya'nın "Beni Bul Anne" adlı şarkısını coverladığı için
    eleştirildiyse de aynı zamanda bu şarkı teybin en sevilen şarkısı oldu.

    Türkiye'de şuan için en iyi freestyle rap yapan rap sanatçısı olarak gösterilir.


En sevdiğim rap'çilerden biridir Sansar =))
Fotoğrafı avatarımda ve imzamda var (:

13
MÜZİK / Duman
« : Temmuz 14, 2009, 08:11:56 ÖS »
Duman



Vokal ve gitarda Kaan Tangöze, gitar ve geri vokalde Batuhan Mutlugil, bas gitar ve geri vokalde Ari Barokas’tan oluşan Duman, 1999 yılında ilk albümleri ‘Eski Köprünün Altında’ ile hayatlarımıza girdi. Grup, ‘Köprü Altı’ klibiyle farklı bir kanaldan geldiğini belli ediyordu. ‘Bebek’, ‘Hatun’ ve ‘Yalnızlık Paylaşılmaz’ albümdeki diğer dikkat çeken parçalardı. İkinci albümleri ‘Belki Alışmam Lazım’, Sezen Aksu klasiği ‘Her Şeyi Yak’ ile açılırken, şarkının klibiyle grubun popülaritesi bir anda arttı. Albümdeki her şarkı Duman grubunun karakterini yansıtıyordu. ‘Oje’, ‘Kırmış Kalbimi’, ‘Haberin Yok Ölüyorum’ albümdeki hit şarkılardan sadece birkaçıydı.

Grubun müthiş sahne performansını yansıtan “Konser” albümü ve NR1 Müzik tarafından 2004 yılı sonunda yayınlandı. ‘Bu Akşam’, Türkiye’nin ilk müzik DVD’si olma özelliğini taşıyordu. Topluluğun üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın 2005 yılında çıktı. Duman, bu albümde de öncekilerde olduğu gibi yine Murat Akad’la çalıştı. Davuldaysa ‘Belki Alışman Lazım’ albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal bulunuyordu. Ari Barokas’ın şarkıları ‘Aman Aman’ ve ‘Sayın Bayan’ dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye aitti.

Açılışta yer alan “Özgürlüğün Ülkesi” dünya politikasını eleştiren enerjik bir punk rock şarkısı. ‘Seni Kendime Sakladım’ ve ‘Melek’ gibi balladları içeren albümde ayrıca ‘Sen Ben’ ve ‘Yürekten’ de önemli rock parçaları. Türkçe rock müziğin en önemli gruplarından Duman, kendine özgü tarzını “Yanıbaşımdan”, “Sadece Koklayacaktım” ve “Rüyanda Görsen İnanma” gibi şarkılarda gösteriyor.

2007'ninde Aralık ayının ilk yarısında yayımlanan “En Güzel Günüm Gecem 1999-2006” albümü, Türk rock müziğinin en sevilen gruplarından Duman’ın geçmiş yıllarda satış listelerinde bir numaraya çıkan albümlerinden alınan, birbirinden güzel 15 şarkıdan oluşuyor.  Özel baskısı ikili set halinde ayrıca yayınlanacak albümün özel baskısında 15 şarkılık CD ve ek olarak, grubun bugüne kadar yayınlanmış 12 video klibinden oluşan DVD de bulunuyor. Duman’ın en sevilen şarkılarından biri olan “Bu Akşam” ile açılan albüm,  “Köprüaltı” ve  “Her Şeyi Yak” ile devam ederken; 2002 tarihli “Belki Alışman Lazım”dan albüme ismini veren parçanın yanısıra “Oje” ve “Ah” gibi parçaları da içeriyor. Ünlü yönetmen Fatih Akın’ın ödüllü filmi “İstanbul Hatırası”nda yer verdiği “İstanbul” ile Duman konserlerinin vazgeçilmez şarkıları “Olmadı Yar” ve “Çile Bülbülüm” bu güzel albümü tamamlıyor.

14
MÜZİK / Kurban
« : Temmuz 14, 2009, 08:09:43 ÖS »
Kurban (grup)



Tarz(lar)    Rock/Hard Rock
Etkin yıllar    1995-2005, 2007-günümüz
Web sitesi    http://www.kurban.com

Üyeler
Deniz Yılmaz (Vokal)
Özgür Kankaynar (Gitar)
Kerem Tüzün (Bas Gitar)
Burak Gürpınar (Davul)
Eski üyeler
Umut Gökçen (Gitar)

Kurban, Türk Rock grubu. 1995 yılında Cockroach adı ile kuruldu. Bu isim altında ingilizce şarkılar çaldılar. 1997 yılında grubun ismini Kurban olarak değiştirdiler ve aynı yıl, 1995 yılında katılıp başarı kazanamadıkları Roxy Müzik Yarışması'na katılarak 3.oldular 1999 yılında Metallica'nın Ali Sami Yen Stadı'nda verdikleri konserde alt grup olarak Metallica'dan önce çok başarılı bir konser verdiler.

1999 yılının Mart ayında ilk albümleri olan Kurban'ı piyasaya sürdüler. Ardından eski gitaristleri Umut Gökçen'in Amerika'ya göçmesi ile gitarist değiştirdiler ve son iki albümde yer alan Özgür Kankaynar ile yola devam kararı aldılar. Sert ve İnsanlar albümleri ile müzik hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler.

Son büyük canlı performanslarını ROCKİSTANBUL 2005'te Megadeth'in alt grubu olarak yaptılar. Grup Haziran 2005 itibariyle, tüm yükün Deniz Yılmaz'ın üzerine binmesi ve son albümleri İnsanlar'ın bir ayda sadece 25.000 kopya satması sebebiyle dağıldığını açıkladı. Deniz Yılmaz Panik isimli gruba, davulcu Burak Gürpınar Athena'ya katıldı, grubun basçısı Kerem Tüzün ise Demir Demirkan'la sahne almaya başladı. Grubun bir akustik albüm projesi vardı, fakat dağılmaları sonucu bunu gerçekleştiremediler.

Kurban 31 Aralık 2006 tarihi itibariyle tekrar bir araya geldiklerini açıkladı. Tekrar birleşmelerinin ardından 26 Ocak 2007'de İstanbul'da ve 27 Ocak Ankara'da olmak üzere konser verdiler.

2007 nin ilk aylarında turneye çıkan Kurban, solist Deniz Yılmaz'ın askere gitmesi sebebiyle 25 Şubat 2007'den sonra 15 aylık bir ara vermiş, onun askerden dönüşü ile birlikte konserlerine tekrar başlamıştır.


Kurban
   1. Intro

   1. Gelme
   2. Ben Değilim
   3. Yalan Dostum
   4. İstersin
   5. Yalaka
   6. Sorma
   7. Kurban
   8. Yemen Türküsü
   9. Dur Gitme
  10. Son Söz
  11. Wonderful Tonight
  12. Outro

Sert
Ters Sert

   1. Intro
   2. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
   3. Namus Belası
   4. Ağlama Değmez Hayat
   5. Hayvan
   6. Yalan Dostum
   7. Yosma
   8. Haberin Yok
   9. Annen
  10. Lambaya Püf De
  11. Zorba

İnsanlar
İnsanlar  (2005)

   1. A Bir
   2. Suç Bende
   3. Yine
   4. Uyut Beni
   5. Cennet
   6. Zor Güzel
   7. A
   8. Yok
   9. İnsanlar
  10. Sus
  11. Sakın Söyleme
  12. Ben
  13. Ağla
  14.Göç


Bence en güzel şarkıları :Yalan dostum,yosma,zorba ve lampaya püf de.. =)

15
ByKuS Muhabbet / Günü Verimli Kullanın
« : Temmuz 14, 2009, 07:42:50 ÖS »
Günü Verimli Kullanın

   

Başarıya ulaşmak, günü verimli kullanmakla doğru orantılıdır.

Bir iş yapılırken ,sürenin yetersizliğinden yakınılıyorsa orada bir eksiklik vardır. O da planlama eksikliğidir. Bir çok kişi ise plan yaptığı halde gerekli öğrenmenin gerçekleşmediğinden şikayetçidir. Plan, yaparken planın en verimli nasıl işletileceği veya en verimli çalışmanın ne şekilde yapılacağı bilinmezse bu yakınmalar sürüp gider.

Kişi günü en iyi nasıl değerlendireceğini , planında hangi zamanı neye ayıracağını iyi bilmelidir. Şimdi uzmanların araştırmalarından yola çıkarak, bir günün en verimli şekilde nasıl değerlendirilebileceğini görelim.

Sabah saatleri

Hayatta başarılı olmuş, ömürlerine birkaç insanın yapabileceği kadar çok işeri sığdırmış başarılı ve meşhur kişiler, sabah vakitlerinin önemine dikkat çekmişler ve sabah erken kalkıp sonra da uyumamayı başarıya götüren önemli bir sebep olarak vurgulamışlardır. Fizyologlar; “kortizol” gibi, uyanıklık veren hormonların en fazla salgılandığı periyot olarak sabah 8 – 11 arasını gösteriyorlar. Uzmanlar yaptıkları sayısız araştırmada bu saatlerin planlama, düzenleme ve ileriye dönük düşünce üretimi için en verimli saatler olduğu sonucuna varmışlardır. Başarılı olan kişilerin bu saatleri dikkate almalarının önemi burada olsa gerek. Öyleyse planlama aşamasında sabah satleri mümkün olduğunca öğrenmeye yönelik etkinliklere ayrılmalıdır.

Öğle saatleri

Bilimin verilerinden yola çıkarak öyle saatlerinin dinlenmeye ayrılması gerektiğini söyleyebiliriz. Çünkü uzmanların açıklamalarına göre hormonal denge açısından öğle saatleri vücudun dinlenmeye çekildiği periyottur. Bu saatlerde çalışmaya ara verilmesinin ve mümkünse kısa bir uyku arasının plana yerleştirilmesinin gerekliliğini yine uzmanlar söylüyorlar. Araştırmalar, yarım saatle iki saat arasında değişebilen bu uyku arasının öğrenciye canlılık kazandıracağını, bu ara sonunda sanki güne yeni başlanmış gibi bir durumun oluşacağını ortaya çıkarmıştır.

Öğleden sonra ve akşam saatleri

Vücudumuzda her gün gerçekleşen ve “biyoritm” aktiviteler zinciri içerisinde, öğleden sonra saat 4 – 6 arası zihinsel canlılığın tekrar ortaya çıktığı belirlenmiştir. Öğrenci kalıcı bir öğrenme istiyorsa zihnin en açık olduğu saat olan sabah saatlerinde öğrendiklerini öğleden sonra 4 – 6 arasında tekrar etmesi gerekmektedir. Hafızaya alına bilgilerin uzun süreli olması amaçlanıyorsa bu süre en verimli aradır.

Fizyologlar, akşamüstü saat 5 – 7 arasının vücut sıcaklığının en yüksek saatler olarak belirlendiğini belirtiyorlar. Bunun anlamı, fiziksel egzersiz olarak seçilebilecek en uygun vakitlerin bu periyot olmasıdır. Gece uyuma problemi olanlar için bu egzersizlerin doğal bir uyku ilacı fonksiyonu olduğu da uzmanların görüşü. Akşam saat 7’den sonra ise zihin yine öğrenme faaliyetlerine açılır. Üç saat süren bu aralık, çalışma için uygun ve verimli bir periyottur. Eğer akşam yemeği çok yenilmemişse, bu sürede öğrencinin uykusu da gelmeyecektir. Uyku başlangıcı için uzmanların tavsiye ettikleri saat aralığı gece 10 – 11 aralığıdır. Bu saatlerden sonra arttık çalışma bırakılmalı vücudun ve zihnin dinlenmesi için yatak odasının yolu tutulmalıdır.

Planlarınızı hazırlarken yukarıda anlatılan bilimsel verilerden yararlanmanız, gününüzü daha iyi değerlendirmenizi dolayısıyla da başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır.

Sayfa: [1] 2