İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Alleyesonme

Sayfa: 1 ... 10 11 [12]
166
Komik Fıkralar / gerçek ve hayal :):):)
« : Mayıs 02, 2008, 11:26:49 ÖS »
öğretmeni Aliye dönem ödevi verir .Gerçek ve hayal arasındaki fark nedir
>araştır oğlum der .Ali hemen eve gider.
>
>Baba salonda gazete okuyordur. ali babasına sorar baba gerçek nedir hayal
>nedir. Anlatayım der babası:
>Oğlum der git mutfağa annene deki komşumuz ahmet bey geldi
>Ali koşarak mutfağa gider Anne komşumuz Ahmet bey geldi der
>Anne hemen al içeri al al ..der
>ali koşarak babasının yanına gider ve al içeri al al.. dedi der
>
>baba şimdide ablana git ve ercan abi geldi de bakalım ne nyapacak ali
>koşarak gider ve sorar .Abla ercan abi geldi ne yapayım al içeri al all...
>der Alibabasına ablamda al içeri all all dedi der
>babası Aliye şimdi git kapıya bak ercan abin yada Ahmet amcan oradamı der
>Ali gider ve bakar yoklar baba der..
>
>Babada ali ye gördünmü oğlum işte kapıda kimse yok bu bir hayaldir der Ali
>sorar Peki ama baba gerçek ne?
>baba derin bir of çeker ve
>Oğlum gerçek olan bu evde iki o...var

167
Komik Fıkralar / BURSALI BİR KIZ..
« : Mayıs 02, 2008, 11:24:09 ÖS »
Bursalı Bir Kızın Anatomisi


1. Bursalı bir kız kimseye bağlanmaz, çok gerekiyorsa bağlar.

2. Bursalı bir kızın; boyuyla kilosu arasındaki fark asla 20'nin altında olmaz.

3. Bursalı bir kız erkekleri sınıflara ayırmaz. Sadece en iyileri bilir, tanır, çıkar. Canı isterse evlenir.

4. Bursalı bir kız çapkınlık yapmaz. Daimi çapkındır.

5. Bursalı bir kız çapkınlığı da gizli yapmaz. Göstere göstere yapar. (Diğerlerinin gösterecekleri bir yetenekleri olmadığı icin, İzmirliler'in dedikodusunu yaparlar.)

6. Bursalı bir kız baştan çıkmaz, çıkarır.

7. Bursalı bir kız kumruyu bir cins kuş sananlara, her kuşun etinin yenmeyeceğini çok güzel öğretir. (!.)

8. Bursalı bir kız diğer bir İzmirli kızın doğal müttefiki sayılacağından, sevgilisini ayarlamasında bir sorun yoktur.

9. Bursalı bir kız kimin olursa olsun, asla kocalara el atmaz. İstisnalar kaideyi bozmaz!

10. Bursalı bir kız kaprisin Allahını yapar. Yakışır da haspaya!

11. Bursalı bir kızı tavlamak çok kolaydır. Son model bir Ferrari, yoksa bir süreliğine Porsche de olabilir, bu iş için yeter.

12. Bursalı bir kızın acıması vardır. Ferrari'si olmayan bir erkeği bir süreliğine teselli eder.
Ama Ferrari'si olanla evlenir.

13. Bursalı bir kızı tanımlayacak bir cümle yoktur. Çünkü mükemmelin tanımı yoktur!

14. Bursalı bir kız toplum içinde ağlamaz, olsa olsa gözüne kirpik kaçmıştır.

15. Bursalı bir kız kendisi hakkında yazılan olumsuz eleştirileri dinler. Bu arada hep 13. maddenin ne kadar doğru olduğunu düşünür durur!

16. Bursalı bir kız kızdığı zaman, ortalıkta olmamanız tavsiye edilir.

17. Bursalı bir kız uyuşturucu kullanmaz. Uyarıcı olarak kendi üstün ve özgün yeteneklerini kullanır.

18. Bursalı bir kız canı isterse her şeye bir kulp takabilir.

19. Bursalı bir kız en popüler mekanlarda babasının yeriymiş gibi rahat davranır. Kasmaz!

20. Bursalı bir kız en salaş mekanlarda da babasının yeriymiş gibi rahat davranır. Kasmaz!

21. Bursalı bir kız her yola gelir.Yeter ki canı çeksin.

22. Bursalı bir kız vazgeçmez!

23. Bursalı bir kız annesine tapar. Kardeşleri için ölür. Babasına toz kondurmaz.

24. Bursalı bir kız bütün gece alemini ve piyasayı tanır tanımasına da; sorsanız, tanımazlıktan gelir!

25. Bursalı bir kızın malı kıymetlidir.

26. Bursalı bir kız kuaförünün söylediği her şeye inanıp, saçını abuk sabuk kestirip boyatmaz.

27. Bursalı bir kız cömerttir. Kullanma tarihi geçmiş ve defolu erkekleri halkına bahşeder.

28. Bursalı bir kız bir çakar, bi de duvardan yersiniz. Fazla geyik muhabbetine, abukluklara gelmez. Ona göre!



işte bursamın kızları böledir:):(:):(:):(:):(

168
Komik Fıkralar / Aldatan Kadın.....
« : Mayıs 02, 2008, 11:16:01 ÖS »
Kadının biri kocasını 3 erkekle aldatıyormuş, hergün kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış. Kadin yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki
- "Sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir"; diğerine
- "Sen de bir büyük kap ayran getir." demiş.
Diğer adam çok fakir olduğu için ona
- "Sen de... Boşver, sen hiç bir şey getirme" demis.
Ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
- "Eyvaah" diyerek kocasının yanına gitmiş.
- "Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin?
Ben evde temizlik yapacağım" deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış. Kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş.
Kadın demiş ki:
- "Siz hemen gidin. Kocam buralarda!" Tam bunu söylerken zil çalmış. Kadın - "Eyvah" demiş, "geldi galiba!"
Adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş.
Kocasını karşısında görünce "Ne oldu?" diye sormuş.
Adam da
- "Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma yapsana, canım çok istedi" demiş.
Kadın
- "Allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!" demiş.
Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. Kadının kocası şaşırmış.
- "Sen kimsin yahu?!" diye sormuş. Adam sakin bir şekilde
- "Ben Allah tarafindan geliyorum. Karınız dolma istedi." demiş.
Ve hemen çıkıp gitmiş kadının kocası olayın şokunu atlatamadan..
- "Yaa tamam da.." demiş bu sefer koca,
- "Bu ayransız gitmez. Sen bari bi ayran yap"
Kadın büyük bir sevinçle
- "Allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek" demiş. Ayranı getiren adam çıkıp gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış.
- "Sen de kimsin?" demiş.
Adam da diğeri gibi
- "Ben Allah tarafindan gönderildim. Karınız ayran istedi" diyerek çıkmış gitmiş.
Kocası hayretler içinde, kendi kendine
"Bizim karı ermiş mi oldu ki?" diye söylenmiş. Kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3. adam hâlâ saklanıyormuş. 1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken, adam dayanamayıp çıkmış yerinden. Kadının kocası bağırmış
- "Ulan sen de kimsin?!!"
Adamın ağzından şu laflar dökülmüş:
- "Ben Allah tarafından geliyorum. Boşları alacam...

169
Komik Yazılar / megastar ajdar'ın faydaları bulundu....
« : Mayıs 02, 2008, 11:12:48 ÖS »
Son günlerin 'tanımlanamayan şarkı söyleyen cismi' USO Ajdar en son İbo Show semalarında görüldü. Görülmekle kalmadı, program sırasında kendisinin bazı hastalıklara iyi geldiğini de söyledi. Ağzı yamuk bir kadın Ajdar'ı seyretmiş ve iyileşmiş. Valla şaka değil, kendisi böyle söyledi. Araştırdık, soruşturduk, bir çok doktorla konuştuk, meğer Ajdar yalan söylemiyormuş. İşte Ajdar'ın iyi geldiği tespit edilen diğer hastalıklar...

* Basur : Ajdar'ı seyreden basur hastası hop oturup hop kalktığı için anüs bölgesindeki baloncukların belli bir süre sonra yok olduğu gözlemlenmiş.

* Böbrek Taşı : Ajdar, böbrek taşı ağrılarına da iyi geliyor. O zavallı taşlar Ajdar'ın şarkılarındaki rezonans sonucu parça pinçik oluyor, direkt mesaneye yürüyor, idrar yoluyla dışarı atılıyor. Yani Ajdar'la birlikte taş kırdırmak artık çok kolay

* Migren : Her türlü ağrı kesiciyi deneyen ama dayanılmaz başağrılarından kurtulamayan migrenlilerin imdadına da Ajdar yetişiyor. Daralıp genişleyen beyin damarları, Ajdar'ın sesini duyunca titreyip kendine geliyor, böylece ortada başağrısı maşağrısı kalmıyor.

* Kısırlık : Çocuğu olmayanlar artık eskisi kadar mutsuz değil. "Ya ilerde çocuğumuz olur da o da Ajdar gibi kendini şarkıcı, popstar falan sanırsa, sesi onun gibi olur da milleti canından bezdirirse" deyip hastalar çocuklarının olmamasına üzülmek yerine seviniyor.

* Grip : Ajdar'ın sesine, sanatçı duruşuna, şarkı adını verdiği garipliklere kim dayanabiliyor ki zavallı grip mikrobu dayansın. Sürekli Ajdar'ın şarkılarının çaldığı ortamlarda gezenler grip olmuyor. Çünkü grip mikrobu Ajdar'ı duyar duymaz mekanı terk ediyor. Grip ama gerçek!

170
Komik Resimler / EVLİLİK SONRASI ERKEĞİN EVRİMİ
« : Mayıs 02, 2008, 11:06:38 ÖS »

171
Türkçe-Edebiyat / YAZARLARIN HAYATLARI
« : Mayıs 02, 2008, 10:38:37 ÖS »
Yahya Kemal Beyatlı'in Hayatı Ve Eserleri

üsküp'te doğdu. Asıl adı Mehmet Agah'tır. İlk öğrenimini Üsküp'te yaptı. Selanik'te başladığı ortaöğrenimini, İstanbul'da Vefa İdadisi'nde tamamladı. 1903'te, bir arkadaşının teşvikiyle Paris'e giderek bir yıl, bir kolejde Fransızcasını ilerletti. Sonra Paris'teki Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. Orada Fransa'nın ünlü tarihçilerinden olan Albert Sorel, Emile Burgoux, Louis Renault gibi hocalardan ders gördü. Onda, tarih sevgisinin bilinçlenip genişlemesinde Albert Sorel'in etkisi büyük olmuştur. Paris'te dokuz yıl kaldıktan sonra İstanbul'a döndü.Edebiyat ve tarih öğretmenlikleri yaptı, elçiliklerde bulundu. 1 Kasım 1958'de öldü. Yahya Kemal'in şiirleri dil ve şekil yönünden üç kısma ayrılabilir: a) Kuralsız nazım şekilleri ve sade bir dille söylenmiş şiirler. b) Divan edebiyatı nazım şekilleriyle ve o şiirin diliyle söylenmiş şiirler. c) Ruabiler. Yahya Kemal, aruz veznini Türkçe kelimelerin yapısına en ustalıkla uygulayan bir şairdir. 'Ok' manzumesi dışında bütün şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır. Ahenge büyük önem verir. Ona gre, vezinler bir ahenk aletidir. Divan şiirinde bambaşka değerler bulmuş, o şiire seçici, beğenici gözlerle bakmıştır. Divan tarzının özünden ve havasından aayrılmamıştır. Taklitten kaçınmış, eski zevek yeni bir hava getirmiştir. Mazmunu bırakarak, şiirlerine yeni hayaller, mecazlar, düşünceler, tabiat manzaraları, resme uygun görünüşler koymuştur. Görüntü güzellikleri onun şiirinde, tarih ve kültür derinlikleriyle gözler önüne serilir. Çok arzu ettiği halde şiirlerini kitap halinde göremeden öldü. Bu gecikmeye sebep, birçok mısraına henüz son güzelliği veremediğine dair olan sanatçı titizliğiydi. ESERLERİ Şiir kitapları: Kendi Gökkubbemiz (1961), Eski Şiirin Rüzgariyle (1962), Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş (1963), Bitmemiş Şiirler (1976)

172
En Utandığınız An / buda benim arkadaşımın rezilligi:):):)
« : Nisan 26, 2008, 06:54:34 ÖS »
sabah okula gidiyoruz bisikletlerle tam okula yaklaştık ki arkadaşım yarış yapmak istedi ben aldırmadım bu kendi kendine hız yapmaya başladı.iyice hızlandı tam kavşaga yaklaştı ki aniden karşısına bi minübüs cıktı ve arkadaş carptı carpmasıyla birlikte arkadaşım kendini duvarda buldu neredeyse spalutayla kazıyarak cıkaracaktık :):) o şekilde carptı allahtan bişiy olmadı :):) :):)::)
tabi sadece yanımzda olan 2 tane cıtır kıza rezil olmak hariç:):):)hehehe

173
DİNİ BİLGİLER / MUTLAKA OKUYUN
« : Nisan 25, 2008, 07:03:49 ÖS »
İNSANLIĞA ÇAĞRI..
(Tamamını okumanızı rica ediyorum.Önemli konu olduğundan ayrı başlık altınada açmadım.)
  Bu virüsün asıl yapılış amacı insanları sarıp kuşatan her türlü kötülüğüne yol açan büyük felakete doğru insanları sürükleyen şeytanın lanet olası silahı küfrdür.Küfrün insanlar arasında gitgide artmasından dolayı ve kötülüklerinde orantılı biçimde büyümesi sebebiyle buna bir dur denmeli ve insanları bilgilendirmek gereklidir.Bende güçümün yettiği kadar bununla savaşmaya ve insanları cahilliklerinden bilgisizliklerinden kurtarmak için kendimi bunun üzerine yoğunlaştırmaya karar verdim. Şimdi biraz konu içinde dolaşıp bilmediğiniz yada bildiğinizi sanıp bilmediğiniz bazı şeyler üstünde durup ondan sonra küfre devam edip etmiyeceğinize kendi bilinçli halinizle size bırakıyorum.
  Etrafımıza dikkatli bir şekilde bakarsak çoğunlukla gençler olmak üzere herkezin diline azda olsun küfrün bulaştığını bazılarınıda kuşattığını kolaylıkla farkederiz.İyi gözlemler ve arakadaşlıklar kuran biriyseniz aslında bu boyutun gerçektende büyük bir miktar olduğunu farkedersiniz.Birçok ilk başta bakılan iyi,anlayışlı,terbiyeli,saygılı gibi görürsünüz,küfr etmeyen biri gibi düşünürsünüz ama iyi gözlem yapmışsanız gerçektende nekadar az olduğunu anlarsınız.Acaba nedir biz güzel insanlarımızı,yani biz müslümanları bu kötü seviyeye taşıyan nedir acaba.Şüphesiz bunun ardında başta teknoloji rol oynuyor.Teknolojinin hızla gelişimi hayatımızıda şekillendirip her eve her mekana girmesi,Bilgisayar ve İnternetin büyük yaygınlaşmasından ve çok iyi bir icat gibi görünsede çok yanlış kullanılmasından ve önlemlerinde yeterince alınmamasından dolayı aslında çok zararlı bir icat oluverdi.Artık oldu bir defa geri alamayız.Şimdi ağızdan ağza nasıl bir virüs gibi hekese bulaştığına gelelim.Bununda çok açık ve kesin 3 yanlış düşünce şeklinden kaynaklanıyor.
  Birincisi bir büyüklenme, bir gösteriş, bir üstünlük gibi tavır ve anlayışlarından kaynaklanıyor.Sanki bunu söylemezse kendisi küçük görünecek,küçük düşecek arkadaşlar arasında geri kalacak,vede kendisine olan bakış açısı değişecek ve sözü geçmicek yada daha az geçeçek.Böyle bir düşüncelerden dolayı küfre sapanlar az denilemicek kadar fazla.Üstelik bu düşünceden dolayı aralarında yarış yapanlar bile var,bakıyor karşındaki daha sert konuşuyor oda geri kalmamak için küfrü arttırmak ve sözü büyütmek yoluna düşüyor.
  İkincisi ise benzer başka birşeyden kaynaklanıyor.Bu kısımda çoğunlukla sonradan küfre sapanları kapsıyor.Zamanla ağzına küfrü bulaştıranlar hızlı hızlı artıyor.Hızlı hızlı diyorum çünkü yavaş bir büyüme sonuçunda bu seviyeye gelmedi.Böyle bir ortamda ağzına küfrü hiç bulaştırmamış olanlar bilene toplumdan dolayı,başkalarından,büyüklerinden etkilenip onlar söylüyorsa bende söylerim mantığıla hareket edebiliyorlar.Başkaları söylüyor zarar olmuyorda banamı olacak,çoğunluğun yaptığı şey nasıl zararlı birşey olabilirki gibi kolay ve basit fikirler üzünden kendileride o toplumun içinde yerini alıyor.Ama burda üzücü birşeyde başta arkadaş çevresi olmak üzere küçüklerin büyüklerden etkilenip büyüklerin küçüklere yararlı olmaları gerekirken düşüncesizliklerinden dolayı zararlı olmaları.Ve küfüre başlama yaşı çok küçük yaşlara kadar indi.Bu böyle olmamalıydı.
  Üçüncü etken ise bilgisizlik ve cahilliklerden kaynaklanıyor.Şu belliki küfür edenlerin birçoğu ağızlarındaki bu küfrün aslında nekadar kötü ve zararlı birşey olduğunu bilmemektedir.Şeytanın bir oyunu ve kandırmacasıdır.Küfrü kime sorsak herkesin içindeki düşünce aynıdır.Zararsız normal bir şeymiş gibi görüş biçimi içten hakimdir.Aslında tüm suçu küfredenlerede atmak doğru olmamalı.Asıl suçlu insanları fazla özgür bırakıp hiç karışmamak,bilgisiz bırakmak zarar ve kötülüklerinden haberdar etmemek birşey olmaz diyerek aynı düzende gitmesine izin vermektir.Ama oysaki böyle olmaması gerekir diğer toplum ve ülkeler gibi bizde onlara uyup gitmememiz gerekir,çünkü biz farklıyız biz daha bilinçliyiz bizler müslümanlarız kardeşiz.Vede bunun içinde düşmanımız olan küfrü hayatımızdan ve herkezden uzak tutmak için uğraşmalıyız uyarmalıyız.Küfür etmek günahtır ama çoğu bunun farkına bile varamıyor.NİYE KÜFÜR EDEREK SEVAPLARINIZI BOŞA ÇIKARTIP GÜNAHLARINIZI ARTTIRMAK İÇİN UĞRAŞIYORSUNUZ..


  'Kuran'da küfür ile ilgili pek çok ayetler var,onlar arasından bazıları aşağıda koyulmuştur.'

 Ey iman edenler! Eğer küfre sapanlara boyun eğerseniz sizi ökçeleriniz üstüne yüz geri çevirirler de hüsrana uğrayanlar haline gelirsiniz.(ALİ İMRAN SURESİ/149)
- - -
 Ey küfre sapanlar! Özür dilemeyin bugün! Çünkü siz yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılıyorsunuz(TAHRİM SURESİ/7)
- - -
 İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir. (LUKMAN SURESİ/23)
- - -
 O küfre sapanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağıda kalanlardan olsunlar." (FUSSİLET SURESI/29)
- - -
 Ayetlerimizi inkâr etmis ve küfre batmis halde ölenlere gelince; Allah'in, meleklerin ve tüm insanlarin ilenci onlar üstünedir. (BAKARA SURESI/161)
- - -
 Küfre sapanlar sakın öne geçtiklerini düşünmesinler. Onlar bizi âciz bırakamazlar. (ENFAL SURESİ/59)
- - -
 De o küfre sapanlara: "Yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz. Ne kötü döşektir o!" (ALİ İMRAN SURESİ/12)
- - -
 Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır. (ALİ İMRAN SURESİ/28)
- - -
 Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır. (NAHL SURESİ/84))
- - -
 Küfre sapanlara gelince, kayıp ve yıkım onlara! Yapıp ettiklerini boşa çıkardı onların. (MUHAMMED SURESİ/8)
- - -
 Şu bir gerçek ki Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Küfre sapanlarsa zevk edip eğlenmeye bakarlar; davarların yediği gibi yer-içerler. Varacakları yer ateştir onların. (MUHAMMED SURESİ/12)
- - -
 Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: "Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz da inkâr ediyordunuz!" (MÜMİN SURESİ/10)
- - -
 Su bir gerçek ki, o küfre batmis olanlari sen uyarsan da uyarmasan da onlar için aynidir; iman etmezler. (BAKARA SURESI/6)
- - -
 Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. (NİSA SURESİ/137)
-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-
Bukadar uzun söz ve ayetlerden sonra inşallah müslüman olarak küfrün nekadar kötü birşey olduğunu ve bizi nasıl kuşattığı hakkında fikir sahibi olmuşsunuzdur.Size birde tavsiye olarak Allah katında tövbenin öneminin çok büyük olduğunu,bağışlayıcılığınında sınırı olmadığını hatırlatmak vede küfrede sahibseniz tövbe sizin için çok hayırlı bir iş olacaktır.Tövbe edemezsenizde bizim isteğimiz en azından küfrü bırakmanızdır.

ÖNEMLİ NOT=Yukardaki son iki ayete dikkat çekmenizi istiyorum bilerek aynı yere koydum.Birincisinde dediği gibi küfrlü birini nekadar uyarılsan uyar küfrü bırakmazlar en fazla biraz azaltıp yine devam ederler,bunu teker teker birçok kişi üstünde denedim ve bir işe yaramıyor.Lütfen sizde böyle umursamazlıklara girmeyin.Burda konuya bundan dolayı fazla dikkat çektirdim.Son ayettede belirttiği gibi kötü durumada düşmeyin.Birşey olmaz yada azından birşey olmaz veya vs. gibi düşüncelerden dolayı kendinizi yeni baştan kaptırmayın.Unutmayınki küfrün azıda çoğuda günahtır.

Banada destek olup küfre karşı olanlar ve ağzınıza hiç almamanız dileğile...

174
DİNİ BİLGİLER / NAMAZ DULARI
« : Nisan 25, 2008, 07:01:06 ÖS »
Bu duaları okumanızda bilmiyorsanız ezberlemenizde ve her yatmadan önce veya zor ,sıkıntılı zamanlarınızda okumanızda büyük bir fayda var.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Fatiha Suresi
 

-OKUNUŞU-
Elhamdü lillâhi rabbil'âlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. Iyyâke na'büdü ve iyyâke nesta'în. Ihdinas-sirâtal müstakîm. Sirâtallezîne en'amte aleyhim gayrilmagdûbi aleyhim ve leddâllîn.
(Amin)

MÂNÂSI
Hamd (övmek, övülmek); O, âlemlerin Rabbi, O Rahmân, Rahîm, O, âhiret gününün mâliki Allâh'in (hakki) dir. O'na mahsustur. Ilâhi! Yalniz Sana ibâdet ve kulluk ederiz, sade Sen'den yardim dileriz. Bizi dogru yola hidâyet eyle. Kendilerine bol bol nîmet verdigin bahtiyarlarin yoluna, ki onlar ne azip sapmis, ne de gazabina ugramislardir. (Duâmizi kabul eyle Allâh'im!)

AÇIKLAMA
Fatiha Suresi,Mekke'de inmistir. 7 ayettir. Kur'an'in ilk suresi oldugu için açis yapan, açan manasinda "Fatiha" denilmistir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Fil Suresi
 
OKUNUŞU
Elem tera keyfe fe'ale rabbüke bieshâbilfîl. Elem yec'al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihicâratin min siccîl. Fece'alehüm ke'asfin me'kûl.

MÂNÂSI

Görmedin mi, nasil etti Rabbin Fil sahiplerine? Fendlerini, tedbirlerini (kötü düsüncelerini) bozup büsbütün perisan kilmadi mi? Üzerlerine sert taslarla atis eden, sürü sürü ebâbil kuslari saldi da, hemen onlari bir yenik hasil (güve yiyip tanesiz kalmis ekin yapragi, saman) gibi kiliverdi.

AÇIKLAMA
Fil Sûresi,Mekke'de nazil olmustur. 5 ayettir. Kâbe'yi yikmak isteyen Ebrehe'nin fillerle hücumunu konu edindigi için bu adi almistir.~
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kureyş Suresi
 
OKUNSU
Liîlâfi Kureyşin. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya'büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et'amehüm min cû'in ve âmenehüm min havf.

MÂNÂSI

Kureyş'in birbirleriyle veya başkalariyle andlasmasi, anlaşmasi için; hele yaz ve kiş seferlerine (faydalandiklari) andlasmasi için, onlar (Kureys) bundan böyle bu evin (Kâbe'nin) sahibine (Allâh'a) ibâdet etsinler; - O (sahip) ki, onlari büyük bir açliktan kurtardi ve müthis bir korkudan emin kildi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Maûn Suresi
 
OKUNUŞU
Era eytellezî yükezzibü biddîn. Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm ve lâ yehuddu alâ ta'âmilmiskîn. Feveylün lilmusallîn. Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn. El-lezîne hüm yürâûne. Ve yemne'ûnelmâûn.

MÂNÂSI

Gördün mü o, dîne (ceza gününe ve âhirete) inanmayani? Iste hak dîne ve ceza gününe inanmayan, o kimsedir ki: Öksüzü itip kakar, çâresizin ve yoksulun yiyecegine dair tesvikte bulunmaz; ne kendisi doyurur, ne de baskalarinin doyurmasi için kayirir. Vay o namaz kilanlarin haline ki, onlar namazlarini geregi gibi ciddî bir vazife olarak yapmazlar. Onlar ki gösteris için yaparlar ve yardimligi sakinirlar (kimseye bir damla sey vermek istemezler.)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kevser Suresi
 
OKUNUŞU
Innâ e'taynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar. Inne şânieke hüvel'ebter.

MÂNÂSI

Biz verdik sana (Yâ Muhammed) hakikatte Kevser. Sen de Rabbin için namaz kil ve kurban da kesiver. Dogrusu, asil ebter sana bugz eden (hinç besleyen, diş bileyen) in kendisidir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kâfirun Suresi
 
OKUNUŞU
Kul yâ eyyühelkâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm dînüküm veliye dîn.

MÂNÂSI
De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptiklariniza. Siz de tapanlardan degilsiniz benim Mabudum (Allah)'a. Hem ben tapici degilim sizin taptiklariniza. Hem de siz tapici degilsiniz benim ibâdet ettigim (Allah)'a. Size dîniniz, bana da dînim.

AÇIKLAMA
Kafirun Suresi, Mekke'de nazil olmustur. 6 ayettir. Kafirlerden söz ettigi için bu adi almistir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Nasr Suresi
 
OKUNUŞU
Izâ câe nasrullahi velfeth. Ve raeytennâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestagfirh, Innehü kâne tevvâbâ.

MÂNÂSI
Allâh'in (vaad eyledigi) yardimi geldigi ve zafer kazanildigi (Mekke'nin fethi ile Islâm'a fütûhat kapilarinin açildigi); ve insanlarin fevç fevç, küme küme Allâh'in dînine girdiklerini gördügün zaman artik Rabbini överek sanini yücelt ve Allâh'tan magfiret iste. Çünkü O, tövbe ile kendisine dönenleri kabul eder.

AÇIKLAMA
Nasr Suresi, Mekke'nin fethi sirasinda inmis olmakla beraber hicretten sonra indigi için Medeni sûrelerdendir. 3 ayettir. Nasr yardim demektir. Sure de Allah'in Hz. Peygamber'e yardim ederek fetihlere kavusturdugu ifade edildigi için bu adi almistir. Islam zaferini haber verir. Ibni Ömer'e göre bu sûre indikten sonra peygamberimiz seksen gün yasamistir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Tebbet Suresi
 
OKUNUŞU
Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebbe. Mâ agnâ anhü mâlühû ve mâ keseb. Seyaslâ nâren zâte leheb. Vemraetühû hammâletelhatab. Fî cîdihâ hablün min mesed.

MÂNÂSI

Ebû Leheb'in iki eli kurudu, kendisi de (helâk oldu!). Ne mali fayda verdi ona, ne de kazandigi. O, (dünyada benzeri görülmemis) bir alevli atese yaslanacak. Gerdaninda hurma liflerinden bükülmüs bir iple odun tasiyan karisi da!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İhlas Suresi
 
OKUNUŞU
Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

MÂNÂSI

De ki: O, Allah, birdir. Allah, her yönden eksiksizdir ve her dilegin merciidir, her sey kendisine muhtâc olan Sanli, Uludur. O, dogurmadi ve dogurulmadi. O'na hiçbir sey denk de olmadi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Felak Suresi
 
OKUNUŞU
Kul e'ûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

MÂNÂSI
De ki: Yaratilmislarin serrinden, karanlik çöktügü zaman gecenin serrinden, dügümlere üfleyenlerin serrinden ve haset edenin, içindeki hasedini disariya vurdugu vakit, serrinden; safak aydinliginin Rabbine (Allâh'a) siginirim.

AÇIKLAMA
Felak Suresi, Mekke'de nazil olmustur. 5 ayettir. Felak, sabah manasina geldigi gibi yarmak manasina da gelir. Bundan sonra gelen Nâs suresiyle birlikte ikisine "iki koruyucu" anlamina "muavvizeteyn" denir. Bu surelerin sifa maksadiyla okunduguna dair hadisler vardir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Nas Suresi
 
OKUNUŞU
Kul e'uzü birabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs. Min serrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi. Minelcinneti vennâs.

MÂNÂSI
1. De ki: Siginirim ben insanlarin Rabbine,
2. Insanlarin Melikine (mutlak sahip ve hakimine),
3. Insanlarin Ilâhina.
4. O sinsi vesvesenin serrinden,
5. O ki insanlarin gögüslerine (kötü düsünceler)fisildar.
6. Gerek cinlerden,gerek insanlardan(olan bütün vesvesecilerin serrinden Allah'a siginirim!

AÇIKLAMA
Nas Suresi, Mekke'de nazil olmustur. 6 ayettir. Nas insan demektir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Namazda Okunan Dualar ve Âyet'ül Kürsî
 
Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te'huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yesfeu indehû illâ biiznihi. ya'lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bisey'in min ilmihî illâ bimâ sâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hifzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm.

KISACA MÂNÂSI

Allâh, O Allâh'dir. O yegâne hak mâbuddur ki O'ndan baska Ilâh yok, yalniz O; daima yasayan, duran, tutan, her an bütün hilkat üzerinde hâkim, Hayy ü Kayyum ancak O'dur.
Ne gaflet basar O'nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne varsa hepsi O'nundur.
Kimin haddine ki izni olmaksizin O'nun yaninda sefaat edebilsin? Allah yarattiklarinin islediklerini, isleyenlerini, geçmislerini, geleceklerini bilir.
Onlar ise O'nun bildiklerinden yalniz diledigi kadarini kavrayabilir; baska bir sey bilemezler.
O'nun kürsüsü, ilmi bütün gökleri ve yeri kucaklamistir ve bunlarin koruyuculugu, bunlari görüp gözetmek kendisine bir agirlik da vermez.
O, öyle Ulu, öyle büyük ve yücedir...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sübhâneke

Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük) ve lâ ilâhe gayrük.

NOT: Parantez icinde yazili olan kisim sadece cenaze namazi kilarken okunacak.

MÂNÂSI
"Allâh'im! Sen eksik sifatlardan pâk ve uzaksin. Sen'i dâima böyle takdîs eder ve överim; Sen'in adin mübarektir, azamet ve celâlin yüksektir. Sen'i ögmek yücedir ve Sen'den gayri Ilâh yoktur."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ettehiyyâtü

Ettehiyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibât. Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh.

KISACA MÂNÂSI

Dil ile, beden ve mal ile olan ibâdetlerin hepsi yalniz Allâhu Teâlâ'yadir. Ondan baskasina ibâdet olmaz.
Ey mertebesi yüce olan Nebî "Muhammed"! Allah'in rahmeti ve bereketleri ile selâm ve selâmetlik Sana olsun!
Selâm ve selâmetlik bizim üzerimize ve Allâh'in iyi kullarina olsun!
Sahadet ederim ki: Allâh'tan baska Ilâh yoktur; yine sahadet ederim ki; Muhammed O'nun kulu ve rasûlü "elçisi" dir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Allahümme Salli

Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ Ibrâhime ve alâ âli Ibrâhim. Inneke hamîdün mecîd.

KISACA MÂNÂSI

Allâh'im: Muhammed'e ve O'nun evlât ve etbaina (yakinlarina), Ibrahim'e ve âline rahmet ettigin gibi, rahmet et. Muhakkak ki Sen ögülmüs, ögülmeye lâyik ve sanlisin.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Allahümme Bârik
Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ Ibrâhime ve alâ âli Ibrâhim. Inneke hamîdün mecîd.

KISACA MÂNÂSI
Allâh'im: Muhammed'i ve âlini, Ibrahim'i ve etbaini mübarek kildigin gibi mübarek kil. Süphe yok ki, ögülmüs yalniz Sen'sin, gerçekten san ve seref sahibi de Sen'sin!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
KUNUT DUALARI
(Allahümme innâ nesteînüke)
Allahümme innâ nesteînüke ve nestagfirüke ve nestehdîke ve nü'minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleykel-hayra küllehü nesküruke ve lâ nekfüruke ve nahleu ve netrukü men yefcüruk.

KISACA MÂNÂSI

Allâh'im: Biz Sen'den yardim isteriz, günahlarimizi örterek bizi rüsvay etmemeni isteriz; râzi oldugun seylere bizi hidâyet etmeni isteriz.
Allâh'im, Sana îman ederiz, tövbe edip Sana döneriz islerimizde Sana dayanir ve Sana güveniriz; Seni överiz, bütün hayirlarin Sen'de oldugunu ikrar ederiz; verdigin bunca nîmetlerden dolayi Sana sükrederiz ve nankörlük yapmayiz.
Sana karsi nankörlük eden fâcirleri birakir ve ondan ayriliriz, onunla olan rabitamizi keseriz.
(Allahümme iyyâke na'budu)

Allahümme iyyâke na'büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes'â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhik.

KISACA MÂNÂSI

Allâh'im! Biz ancak Sana ibâdet ve kulluk ederiz, ancak Senin için namaz kilariz ve Sana yalvaririz, yalniz Sana secde eder, yalniz Sana kosar ve Sana yaklastiracak seyleri kazanmaya çalisiriz.
Ibâdetini sevinçle yapariz, rahmetini ve ihsaninin devamini ve çok olmasini dileriz.
Yasak ettiklerini yapamaz ve azabindan korkariz. Süphe yok ki, azabin kâfirlere ulasir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
RABBENA

Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten ve kinâ azâbennâr.

KISACA MÂNÂSI

Ey bizim Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ve güzellik, âhirette de iyilik, güzellik ver ve bizi, ey merhameti çok bol olan Allâh'im, rahmetinle ates azabindan koru.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Rabbenagfirli velivalideyye velil müminine yevme yegumul hisab.

KISACA MÂNÂSI
Ey bizim Rabbimiz! Herkesin hesabina bakildigi gün beni, anami ve babami ve mü'minleri yarliga; günahlarimizi affet
 

175
DİNİ BİLGİLER / örnek bir dua!!!
« : Nisan 25, 2008, 06:59:31 ÖS »
[bgcolor=#ff2700]Ya Rabbi!.. Bize verdiğin bütün nimetlere hamdolsun!
Ya Rabbi!.. Günahlarımızı rahmetinle af ve mağfiret eyle!Ölülerimizi de mağfiret eyle, yaşayanlarımıza hayırlar ihsan et! Son nefesimizde kelime-i tevhid söyleyerek nasip eyle!
Ya Rabbi!.. Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, beladan, tembellikten, acizlikten, zelil olmaktan, zulüm etmekten ve zulüm görmekten, cimrilikten, müsriflikten, azdıran
zenginlikten ve doğru yoldan ayrılmaya sebep olan fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşmanın galebesinden, kötü huydan, bidat işlemekten, dalalete düşmekten, halis olmayan amelden,
her çeşit günahtan, küfre girmekten, ölürken gelecek fitnelerden, kabir azabından, dinimize ve dünyamıza zarar veren işlerden sana sığındık, bunlardan bizleri koru!..
Ya Rabbi!.. Ana babamıza, evlatlarımıza, akraba ve bütün din kardeşlerimize hayırlı ömürler, güzel huy, akl-ı selim, sıhhat, afiyet, hidayet ve istikamet ihsan eyle! Bize sarsılmaz bir iman, güzel
bir ahlak, şükredici bir kalp, sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ihsan eyle! Bizi
şeytanın, nefsin ve düşmanların şerrinden muhafaza eyle! İlmimizi, ihlasımızı, kabiliyetimizi artır! Yapmaya çalıştığımız ibadetlerimizi kabul eyle!
Ya Rabbi!.. Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, Ehl-i Beytin,Eshab-ı Kiramın, bütün evliya ve enbiyanın sevgisini ve sevgisine kavuşturacak amel ve işleri nasip eyle!
Ya Rabbi!.. Bize hakkı hak, batılı batıl olarak göster! Dinine severek hizmet eylemeyi, kul borçlarını ödemeyi ve şehit olarak ölmeyi nasip eyle!
Ya Rabbi!.. Bu vatanı bizlere bırakan ecdadımızın ruhunu şad eyle! Memleketimize hizmetleri geçmiş ve Allah için harp etmiş dedelerimize rahmet eyle! Yurdumuzu her çeşit düşmandan koru!
 Sen her şeye kadirsin!
Dualarımızı kabul eyle Ya Rabbi!..(Amin)
[/bgcolor]

176
DİNİ BİLGİLER / tövbenin önemi
« : Nisan 25, 2008, 06:58:19 ÖS »
TÖVBE EDENLER

Tevbe veya tövbe; yaptığı kötülükten pişmanlık duymak, bir daha yapmamaya karar vererek, Cenâbı Allah'tan af dilemektir. Yalnız günah işlemiş olanların değil, bütün mü'minlerin günahlardan arınarak kurtulmaları, ancak tövbe etmekle mümkün olur. Tövbe, bir kulluk görevidir ve her zaman yapılması gerekli bir ibadet şeklidir. Hucurat 49/11: " Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimdir. "

ALLAH TÖVBE EDENLERİ SEVER

2/222: ... Allah, çok tövbe edenleri sever...
9/118: ... Şüphesiz ki Allah TEVVÂB'tır, Tövbeleri çok kabul edicidir, RAHÎM'dir, merhameti sınırsızdır.

Tövbe edenler, Cenâbı Allah'ın sevgisi ile yücelmiş mutlu benliklerdir. Onlar Allahü Teâlâ'ya yönelerek her zaman çok ve pek çok tövbe ederek kulluk görevlerini yerine getirirler. Cenâbı Allah'ın bir isim sıfatı da tövbeleri çok kabul eden, tövbe nasip eden, Kendisine yönelenleri karşılıksız bırakmayan anlamında TEVVÂB oluşudur. Tevvâb'lık ve kuldaki " tövbe etme " ilişkisi, bir yaratılış yasası olarak her zaman devam etmektedir. Kul, bilip bilmediği günahlardan dolayı Cenâbı Allah'a sığınarak tövbe edecek ve çok affedici ve merhametli olan Yüce Allah'da kulunu bağışlayacaktır.

AF DİLEMEK BİR İBADET ŞEKLİDİR

24/31: ... Ey mü'minler, hepiniz topluca Allah'a tövbe edinki kurtuluşa erebilesiniz.
51/81: Takva sahipleri seher vakitlerinde af dilerlerdi.

Tövbe, sadece günahlardan kurtulma değil, aynı zamanda bir ibadet şeklidir. Cenâbı Allah, bütün mü'minleri tövbe etmeye çağırmaktadır. Allahü Teâlâ'ya sığınarak tövbe etmek, aynı zamanda imanın kuvvetlenmesini de gerçekleştirir. Böylece bilip bilmediği günahlardan affa erişen mü'min, günahsız olarak bir üst mertebeye çıkarak yücelecektir. Hadis de: " Tövbe eden hiç günah işlememiştir. " diye buyrulması tövbenin önemini vurgulamaktadır.

Kur'ân; kemale ermiş benliklerin temsilcisi takva sahiplerinin tövbe ibadetlerini gecenin son üçte biri olan seher vakitlerinde yaptıklarını belirtmektedir. Tövbe, günün her vaktinde yapılırsa da seher vakti; dua, af ve merhametin kabulü bakımından çok önemli bir zaman dilimidir. Peygamber Efendimiz : " Ben her gün 70 defadan çok tövbe ederim. " diye buyurmakla tövbenin her zaman yapılması gereğine açıklık getirmiştir.

TÖVBE İLE İMANA YÖNELİŞ

5/74: Halâ Allah'a yönelip tövbe ederek O'ndan af dilemiyorlar mı?...
9/126: İman etmeyenler her sene bir veya iki defa çeşitli belâlara çarptırılarak imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine tövbe etmiyorlar, ibret almıyorlar.
7/153: Günahları işledikten sonra tövbe edip imana sarılanlara gelince, tövbe ve imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.

Cenâbı Allah, birçok ayetlerle günahkarları ve yanılgı halindeki insanları tövbe etmeye çağırıyor. Onlar görmüyorlarmı ki, her sene bir iki defa çeşitli belalar ile sınava tabi oluyorlar. Hastalık, kaza, sıkıntı v.s. onları perişan ediyor. Halâ tövbe etmiyor, gerçekleri göremiyorlar. Ancak kalplerinde iman ışığı yanar da; " Suçluyum, kötülük yaptım, pişmanım, vazgeçiyorum. " derlerse durum değişir. O zaman Allah'ı çok affedici ve çok merhamet edici bulacaklardır. Cenâbı Allah'a giden yolda bir köprü durumunda olan tövbe etme sırrı, imanı gönlünde hissetmenin de bir neticesidir.

SEN AFFETMEYİ ESAS AL

7/199: Sen affetmeyi esas al...
42/40: Kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ödülünü bizzat Allah verir...
3/134: Takva sahipleri... insanların kusurlarını affederler. Allah da o iyilik edenleri sever.
24/22: Affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz?

Kur'ân yapılan bir kötülüğe, ancak eş ve dengi bir cezayı öngörmekte, adaletin böylece işleyeceğini açıklamaktadır. Kötülüklerin karşılığı olarak ceza verilirken, haddi aşarak zulüm de yapılmama lıdır. Ancak, affetmeyi esas almanın ödülü ise bizzat Cenâbı Hakk tarafından verilir. En sevgili kul olan takva sahipleri; kendilerine yapılan kötülükleri ve kusurları, ceza vermeye güçleri yettiği halde, hep hoş görmeyi ve affetmeyi tercih ederler. Nasıl ki Allahü Teâlâ bizlerin günahlarını affediyorsa, sen de affı tercih ederek barışmayı esas al.

RAHMETİMDEN ÜMİT KESMEYİN

39/53-54: De ki : Ey günah işlemekte haddi aşarak kendilerine zulmetmiş kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O; çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Öyle ise azap yakanıza yapışmadan Rabbinize dönüp O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.
23/118: Şöyle yakar: Rabbim! Affet, merhamet et, Sen merhametlilerin en hayırlısısın.

İslâm bilginleri bu ayeti, kulun işlemiş olduğu en büyük günahlarını bile affedebileceğinin müjdesi olarak görmüşlerdir. Bu suça teşvik değil, insanların en kötü şartlarda bile Cenâbı Allah'a sığınmak sureti ile af edilebileceklerinin bir kanıtıdır. Şu halde bütün günahlar, hatta şirk (Allah'a ortak koşma) bile Yüce Yaratıcı'nın sonsuz rahmetinin lütfu olarak tövbe ile affedilmektedir. Nisa 4/116: " Doğrusu, Allah Kendine şirk koşulmasını asla bağışlamaz..." ayetinin hüküm ihtiva etmesi, kulun af dilemediği takdirdedir. Yoksa tövbe edildiği zaman Cenâbı Allah'ın affetmeyeceği hiçbir günah yoktur. Ancak kul, aynı suçu bir daha tekrarlamamalıdır.

TÖVBELERİ ASLA KABUL EDİLMEZ

3/90: İmanlarının arkasından inkâr yoluna sapmış, sonra da inkârlarında daha da azıtmış kimselerin tövbeleri asla kabul edilmez. Onlar sapıkların ta kendileridir.

İman ettikten sonra; nankörlük ederek hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapanlar ve sonra inkârlarında daha da ileri gidenler için sonsuz kurtuluşlarını sağlayacak tövbe yolu onlara tamamiyle kapatılır. Çünkü onlar, ne yaptığını bilmeyen sapıklardan başkası değildir. Kur'ân inkâr etmeyi adet haline getirenler için kalbin mühürlenmesi ifadesini kullanmaktadır. Araf 7/101: "... Allah, inkar etmeyi adet haline getirenlerin kalblerini işte böyle mühürler. "

ÖLÜM DÖŞEĞİNDE TÖVBE

10/90-91: Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu azgınlık ve düşmanlıkla onları izlemekteydi. Nihayet suda boğulmaya başlayınca: " İnandım; gerçekten İsrailoğullarının iman ettiğinden başka tanrı yok. Ben de O'na teslim olanlardanım. " dedi. Ona: " Şimdi mi iman ediyorsun? Halbuki bundan evvel isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. " dendi.
4/18: Devamlı kötülük yapıp da herbirine ölüm gelince: " İşte ben şimdi tövbe ettim. " diyenler için tövbe yoktur. Kâfir olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine Biz korkunç bir azab hazırladık.

Kur'ân; kötülükleri yapıp yapıp da, ölümün acı gerçeği ile can çekişirken " İman ettim " demenin geçersiz olacağını açıklamaktadır. Ancak akıl ve şuur yerinde iken ve ölüm ile karşılaşmadan daha evvel, Cenâbı Allah'a sığınması, tövbe ederek de iman etmesi ile af gerçekleşebilir.







ALLAH KATINDA TÖVBENİN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR HERŞEY İÇİN TÖVBE EDİN GÜNAHLARINIZ İÇİN TÖVBE EDİN UNUTMAYINKİ YÜCE ALLAH ESİRGEYEN VE BAĞIŞLAYANDIR.SONRADAN PİŞMAN OLMAMAK İÇİN TÖVBE EDİN ERTELEMEK ÇOK GEÇ OLABİLİR.
   TÖVBE EDECEK BİRŞEYLERİNİZ MUAKKAK VARDIR SADECE DÜŞÜNMENİZ YETERLİ,ÖRNEK VERECEK OLURSAK HEPİNİZİN KÜÇÜK,SIRADAN GÖRMÜŞ OLDUĞU FARKINDA OLMADIĞINIZ BÜYÜK GÜNAHLARDAN OLAN KÜFÜR’Ü BİRDAHA HİÇ AĞZINIZA ALMAMAK İÇİN TÖVBE EDEBİLİRSİNİZ.BUNA İÇTEN TÖVBE EDİP BİRDAHA YAPMAZSANIZ ŞİMDİĞE KADAR YAPTIĞINIZ BÜTÜN KÜFÜRLERİN GÜNAHLARI AFFADİLEBİLİR VE GÜNAHKAR OLMAKTAN KURTULABİLİRSİNİZ.

177
DİNİ BİLGİLER / Şeytanın Gizlediği Tuzaklar
« : Nisan 25, 2008, 06:56:38 ÖS »
Şeytanın Gizlediği Tuzaklar
                                        (MUTLAKA OKUMALISINIZ)


Kim olursa olsun, her insanın sonsuz bir azap çekmesini isteyen, bütün varlığını buna adamış olan, son derece tehlikeli bir varlık var...

Bu varlık tarihin her aşamasında insanın düşmanı oldu. Yaşamış ve ölmüş milyarlarca insanı ateşin içine çekti ve halen çekmeyi amaçlıyor. Onun için genç, yaşlı, kadın, erkek, devlet başkanı veya dilenci fark etmiyor. Her insan onun hedefi...

Bu sinsi varlık, insanın apaçık düşmanı olan “şeytan”dır.

Siz bu yazıyı okurken sizi gözleyen, sizinle ilgili planlar yapan ve sizi Allah’ın dosdoğru yolundan alıkoymak isteyen önemli bir düşmanınız var. Bu düşmanın tek arzusu, olabildiği kadar çok insanı kendisiyle beraber cehenneme sürüklemek... Hangi sebeple olursa olsun, onu takip edenlerin sonu hiç değişmiyor. Bu son Kuran’da şöyle haber verilir:

"Ona yazılmıştır: "Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir." (Hac Suresi, 4)

Şeytan var gücüyle insanları Allah’ın yolundan saptırmak için çalışır. Bu nedenle, kullandığı taktiklerin iyi bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Böylelikle müminler, Allah’ın izniyle kendileri üzerinde etkisi olmayan şeytanın hilelerini daha çabuk fark edip, onun zayıf düzenini daha etkili bir şekilde bozabilirler.

Şeytan İnsana Nasıl Yaklaşır?

Şeytan, Allah’ın emrine uymayarak (Allah’ı tenzih ederiz) Hz. Adem’e secde etmediği için Allah'ın huzurundan kovulmuştur. Allah'ın huzurundan ayrılmadan önce, insanları da kendisi gibi saptırmak için Allah'tan süre istemiş ve Allah da ona kıyamet gününe kadar süre tanımıştır. (Araf Suresi, 11-18).

Şeytanın uygulayacağı yaklaşma taktiği her insana göre değişir. Her insanı en zayıf noktasından yakalamayı amaçlar. Allah’ın kendisine verdiği süreli izin ile şeytanın insanlara nasıl yaklaşacağı bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:

”Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları (insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 16-17)

Şeytan İnsanlara Ne Tür Tuzaklar Kurar?


* Temiz Kalplisin Diyerek Kandırır:

Şeytan müminlere ve Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlara birbirinden farklı tuzaklar kurar. Örneğin, din ahlakından uzak yaşayan bir kimseye, temiz kalpli biri olduğu telkini vererek, güzel ahlakı yaşamamasını ve daha da uzaklaşmasını sağlar. Onu tamamen dünya hayatına yönelterek ona Allah'a hesap vereceği günü unutturur ve bunun gibi vesilelerle onu ömür boyu din ahlakından uzak tutmayı amaçlar. Allah bu aldatmacalara inanan insanların ahirette düşecekleri durumu Kuran’da şöyle bildirir:

“Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.” (Mücadele Suresi, 19)

* Kötü Ahlaka Kılıf Buldurarak:

Şeytan, Allah’ın rızasını kazanmayı amaçlayan müminlere karşı da farklı tuzaklar hazırlamaya çalışır. Örneğin, müminlerin ihlasla ibadet etmelerini engellemek için, samimiyetle yaptıkları her işe engel olmayı amaçlar. Tüm gücüyle, inananların din ahlakının gereklerinden küçük küçük de olsa tavizler vermesi için çaba harcar. Kibir, bencillik, unutkanlık, dikkatsizlik, kendini yeterli görme, öfke ve gurur gibi nefsin yatkın olduğu konuları çeşitli kılıflara sokarak mümine uygulatmaya çabalar.

* Sapkın Davranışları Süslü ve Çekici Gösterir:

Geleneklerle bozulan, gerçek Kuran ahlakından tamamen kopuk olan ve Kuran’da "ataların dini" olarak adlandırılan batıl inançlar; Budizm, Karma felsefesi gibi insanların kendi kurallarıyla oluşturduğu sözde inanç sistemleri ve Kuran’da haram kılınan (eşcinsellik, zina, faiz vb) her türlü sosyal ve toplumsal olayın meşru kabul edilmesi sapkın davranışlar arasındadır. Şeytan bu sapkınlıkları, "modernlik, çağın gerekleri veya gelenekler” gibi bahanelerle süsler. Şeytanın bu hilesi bir ayette şu şekilde bildirilmiştir:

“...Şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar.” (Neml Suresi, 24)


Şeytanın Sinsi Oyunları


* Büyüklük Telkini Vermeye Çalışır:

Şeytan, kendisi gibi tüm insanların da Allah'a karşı itaatsiz ve kibirli olmasını ister (Allah’ı tenzih ederiz). İnsana sürekli olarak kötü ahlak göstermesini, Allah'ın hoşnut olmayacağı her türlü tavrı uygulamasını emreder; O'nun gücünün ve büyüklüğünün gereği gibi takdir edilmesini engellemeye çalışır. Allah Kuran'da bu tehlikeyi şöyle haber vermiştir:

“Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara Suresi, 168-169)

Şeytanın uyguladığı en sinsi oyun, insanları Allah’ın adını kullanarak kandırmasıdır. Bu yöntemle, Allah'ın razı olmadığı hareketlerin din adına yapılmasını telkin eder. Konu ile ilgili bir Kuran ayeti şöyledir:

”Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın. Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 5-6)

* Allah Affeder Diye Aldatmaya Çalışır:

Şeytanın insanı Allah'ın adıyla aldatmasının bir başka yolu da, Allah'ın affediciliğini öne sürerek insanı günah işlemeye teşvik etmesidir. Bir insan, "nasıl olsa Allah affeder" diyerek bile bile günah işlemeye başlarsa, Allah korkusunu yitirebilir. Kuran'da, "yakında bağışlanacağız" diyerek bile bile günah işleyen insanlar (Araf Suresi, 169) bildirilirken, şeytanın insanı Allah adıyla aldatışının bir örneği haber verilir.

* İnsanların Arasına Kin ve Düşmanlık Sokar:

Dünya var olduğundan beri süregelen tüm savaşlardan, kavgalardan en sıradan gibi görünen tartışmalara kadar her türlü düşmanlığın arkasında "şeytanın kışkırtmaları" vardır. Kuran ahlakının getirdiği merhamet, adalet, barış ve hoşgörü gibi yüksek değerlerden uzak yaşayan inkarcıların, birbirlerine karşı kin ve düşmanlık beslemeleri son derece doğaldır. Ancak şeytan başka taktikler uygulayarak müminlerin arasına da kin ve nefret sokmaya çalışır. Bu şekilde onları zayıflatabileceğini ve bozulmaya uğratabileceğini zanneder. Allah bu tehlikeye karşı müminleri uyarmış ve çözüm yollarını göstermiştir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

”Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.” (İsra Suresi, 53)

Şeytan başka bir yöntem olarak, insanlara uzun vadeli planlar yaptırıp, bunlarla kafalarını meşgul ettirmeye çalışır. Veya insanları günlük işlere boğarak ve çeşitli bahaneler öne sürdürterek Allah'ı anmalarına engel olur. Ancak tabi ki, Allah'a teslim olmuş, sabah akşam O'nu zikreden, yeryüzündeki her olayın Yüce Rabbimiz’in kontrolünde olduğunu bilen ve ihlasla Rabbimiz’e yönelen müminlerin karşısında şeytanın bu zayıf hilelerinin bir etkisi olmaz. Bu durum Kuran’da şöyle bildirilir:

“(Şeytan) Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (Sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım. Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna."” (Hicr Suresi, 39-40)

178
DİNİ BİLGİLER / namazdan kurtulmanın yolu
« : Nisan 25, 2008, 06:55:10 ÖS »
Butun ibadetlerini yerine getirmeye calisan bir adam varmis .Orucunu tutar zekatini verir insanlara yardim elini uzatmaktan geri kalmazmis...
yanliz bu adamin bir kusuru varmis, namaz kilmak ona agir gelirmis bir gun varmis gitmis cok buyuk bir hocanin yanina
demiski hocam ne yap ne et kurtar beni su namazdan namaz kilmamak icin neyapmam gerekse soyle yapayim yeterki namaz kilmayayim.
hoca
-ya evlat ben hic biryerde duymadim gormedim bu namazan hic kacis yok , borcun kilacaksin.
Adam yalvarmis bul hocam diye,hoca muddet istemis adam gitmis .
az zaman gecmis adam gelmis buldun mu hocam
hoca buldum eger su 5 sarttan biri sana uyuyorsa mesul degilsin
1 ölü isen
2 deli isen
3 çocuk isen
4- hayvan isen
5-kafir isen
TERCIH SENIN
ISTEDIGINI SEC ...............

179
Yeni Üyeler Buraya / mrb.
« : Nisan 20, 2008, 12:49:02 ÖS »
slm arkadaşlar nasılsınız herkese ii günler diliyorum güzel bi forum sitesi tebrikler:) adminlerimize:D

Sayfa: 1 ... 10 11 [12]